Zeki Baştürk yazdı; IŞIKLARDAN KAÇMA . KARANLIKTIR YALNIZLIK.

Zeki Baştürk yazdı; IŞIKLARDAN KAÇMA . KARANLIKTIR YALNIZLIK.

Köşe yazarımız Zeki Baştürk makalesinde;

“Karanlığı kötülemek yerine bir mum da sen yak!”
Konfüçyüs

Karanlık. Ne korkunç, ne ürkütücü bir sözcük. Karanlıkta kaldığımız, karanlık bir yerden geçtiğimiz zaman korkarız, ürkeriz. Işık olduğu zaman sevimli gelen yerler, karanlıkta korkutucu olur.

Karanlık, ışığı olmayan yerdir. Her yeri ya da bir bölümü ışıktan yoksun olandır. Örnek bir tümcede kullanmak gerekirse; “Karanlık sokaklarda dolaşmayın” denebilir. Karanlık sokaklar, tehlikelidir. Her an bir olumsuzluk yaşanabilir. Her türlü kötülük, şiddet, soygun, tehdit böyle karanlık yerlerde ve sokaklarda  işlenir .

Karanlık, hiç ışık almama, ışık bulunmama, ışık olmama durumudur. Aydınlığın karşıtıdır. “Karanlıkta yürümek zordur.” Önünü göremezsin. Bastığın yeri bilemezsin. Çamura  da batabilirsin, bir yere  de çarpabilirsin. O nedenle tehdittir, tehlikelidir karanlık yerler.

Adım atsanız neye basacağınızı, elinizi uzatsanız neye dokunacağınızı bilemediğiniz bir durumdur karanlık .  Büyüsü ve gizemi de artan, arttıkça korkutan, korkuttukça umutsuzluğa ve mutsuzluğa yönelten bir durumdur.

Ülkemizin işgal günlerini anlatan ozanın;

“Gökyüzünde kara kara bulutlar,
Başımıza nereden geldiniz?
Bizler konuk severiz ama
Düşmanları sevmeyiz”

dediği türdendir karanlık. Korkunç, ürkütücü, sevimsiz. Bağımsızlığı yitirmek, özgürlükten yoksun olmaktır karanlık.

Bizler,  o nedenle karanlığı sevmeyiz. Aydınlıktan, aydınlanmadan yanayız. Atatürk’ün ışığı, ilkeleri aydınlatsın yolumuzu isteriz. Bizler, aydınlığa, ışığa koştukça karanlıktan beslenenler de var. Aydınlıktan, ışıktan gözleri kamaşanlar, ışıktan rahatsız olanlar, karanlığı sevenler var.

Yıllardır, yaz saati uygulaması var. Kime, neye hizmet ettiği bilinmeyen bir uygulama. Buna karşılık sabahın köründe, okula gitmek üzere yola çıkan çocuklar var. İşe gitmek üzere evinden çıkan işçiler, işçi kadınlar, genç kızlar var. Her an bir tehlike ile karşılaşmamak için korkuyla yürüyen insanlar.

Neden karanlıkta giderler okullarına çocuklar? Neden karanlıkta işlerine, iş yerlerine gider emekçiler? Salt bunlar mı ki karanlıktan olumsuz etkilenenler? Milli Eğitim Bakanlığı’nın STK ( Sivil Toplum Kuruluşları) dediği kuruluşlarla işbirliği yapması da bunun bir yansıması değil mi?

Aydınlığa yürüyenler! Aydınlık için uğraşanlar! Unutmayın! Karanlığın en koyu olduğu an, aydınlığın en yakın olduğu andır. Sabaha en yakın andır.

Karanlığı kınamak yerine bir mum da siz yakın aydınlık için mücadele eden dostlar. Yakın ki kara bulutlar dağılsın. Ülkemiz aydınlığa kavuşsun.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?