İNSANLAR NEDEN BAĞIRARAK KONUŞUR?

İNSANLAR NEDEN BAĞIRARAK KONUŞUR?

Son günlerde , tüm konuşmacıların en yüksek perdeden konuştuklarını gözlemlemekteyiz. Avazları çıktığınca, gırtlakları yırtılırcasına konuşuyorlar. Öfkeden yüzleri kızarıyor, solukları kesiliyor. Seçilen sözcükler , kin ve nefret dolu. Konuşma sonunda salt sesin tınısı kalıyor kulaklarda. Konuşmanın anlamından, içeriğinden, iletisinden eser yok.

Düşünmek ve düşündüğünü ifade edebilmek, insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliktir. İnsanı insan yapan usudur; usunun dışa vurumu ise anlatım biçimidir.

 Konuşma, insanlar arasındaki iletişimi ve etkileşimi sağlayan en keskin yetidir. En etkili biçimidir.

İnsanlar, duygu ve düşüncelerini; istek ve beklentilerini konuşarak anlatır. Çok doğaldır ki  konuşma sırasında sesin tınısından da yararlanır.  Kullanılan dil ve biçem usun işleyişini gösterirken iletişimin de niteliğini sergiler.

İletişimde asıl amaç kabul ve anlaşılma isteğidir.  Daha iyi anlaşılmak uğruna harcanır bütün çaba.. Anlaşılma isteğinde birey kendini yeterince iyi anlatamıyorsa yada anlaşılamadığını düşünüyorsa  ilk olarak ses tonunu bir tık  yükselterek anlatmaya çalışır kendini..Çoğu zamanda duyulmadığımız veya yeterince iyi anlaşılamadığımız düşüncesiyle ses tonunu iyice yükselterek hatta bağırarak anlatmaya çalışırız. Bu durumda da anlaşılmak uğruna anlaşamamak yaşanır.

Daha iyi anlaşabilmek, yada daha anlaşılır olmak için başvurulan bir yöntem midir ses yükseltmek, yoksa daha baskın gelmek için mi?  Ses yükseldikçe daha mı anlaşılır yada daha mı haklı olur insan?

İletişim çabamızda  sözcüklerin yeri ses tonumuzun oranına göre daha azdır. Yani ses tonunu etkili ve doğru kullanmak anlaşılmayı kolaylaştırarak, anlaşmayı da sağlayacaktır.

Yüksek ses tonu rahatsız edicidir. Anlaşılma çabası terse dönerek karmaşaya neden olur. Ayrıca kişiler arası gerilimi de arttırarak mesafeyi açar. Bağırarak ya da kavga ediyormuş gibi öfkeli bir ses tonuyla konuşmak iticidir. Saldırgan tonlar konuşma sırasında yüksek ses patlamalarıyla görülür. Özelikle de haklı çıkma çabasına girerken sesin yükselmesi, hatta hakarete varan vurgu ve tonlamalar ifade edemeyişi bastırmak için harcanan gereksiz ve boş çabadır. Bağırarak konuşmak haklı olduğunun değil haksız olduğunun bilinç altı mücadelesidir.

Bir de başkalarını ezmek için bağıranlar ve bağırdıklarında karşı tarafı ikna edebileceklerini zannedenler vardır. Bağırmak öfkeyi dışarıya boşaltmanın, kendini rahatlatmanın, içindeki sıkıntı ve üzüntüyü söküp atmanın en kolay fakat en zararlı yoludur.  Ses tonlarıyla saldıran insanlar çoğu kez öfkeli, kontrol düşkünü, saldırgan ve çokça düşmanlık taşıyan kişilerdir.

Bilimsel araştırmalar, yüksek sesle konuşan birinin balyoz sesi kadar olumsuz etki yarattığını ortaya koymaktadır. Sürekli yüksek sesle konuşan birilerinin yanında olmak önce sinirliliğe ve gerginliğe, hatta giderek psikolojik rahatsızlıklara bile yol açabilmektedir. Yüksek sesle bir şeyler anlatan birine “ne güzel konuşuyor ya da ne de güzel bağırıyor” dediğiniz oluyor mu? Bilemem ama ses tonu yükseldikçe rahatsızlık artar; dikkat dağılır.

Etkili konuşma yöntemleri konusunda yetersizlik yaşayanlar genellikle ses tonunu yükselterek etkililik ve baskınlık sağlama eğilimindedirler.   Sesi dışa doğru yükseltmek yerine içe doğru bağırmak, yani “neden anlatamıyorum?” sorusuna içsel yanıt bulmak gerekir önce.

Bağırmadan, sesi yükseltmeden konuşmak bir erdemdir. En önemlisi de karşı taraftaki kişinin yaşı ne olursa olsun saygının en büyük göstergesidir. Sesin yumuşaması sözü de yumuşattığı için kulağa hoş gelerek kalbe yönelecektir.   Sesin tonu ne denli düşerse anlaşılma yüzdesi de o denli artar. Tonu ne denli yükselirse etkililik de o denli azalır.

Ses tonunun konuşmaya göre ayarlanması ve belli bir desibeli geçmemesi çok önemlidir.  İkili yada grup diyaloglarda karşıdaki insanın duyma sınırında en alçak sesle konuşmak en uygunudur. Ses, bir kişinin en derindeki duygu ve düşüncelerini aktarma kanalıdır. Ses tonu söylenen söze anlam kazandırır, anlam katar, duygusallık verir ve etkisini arttırır.

Ne kadar iyi anlaşılmak istiyorsak o kadar sade ve yumuşak bir ses tonu ile  başlayabilmeliyiz söze.. Ölçülü, sesi kısarak konuşmak, bağırmamak bir konuşma kuralı, bir görgü kuralıdır. Kibar ve nazik bir üslûbun benimsenmesi, hikmetli konuşma, güzel söz söyleyebilme, iletişim sürecinde her zaman için en isabetli yoldur.

Seslerimizi duyurmak yerine yüreklerimizin, gönüllerimizin sesini duyuralım. Çok bağırmak yerine birbirimizi daha çok sevelim. Birbirimizle gönül bağı, gönül köprüsü oluşturalım. Sevgi dili oluşturalım. Kin ve nefret sözcükleri yerine sevgi sözcüklerini kullanalım. Çünkü ses yükseldikçe , yürekler birbirinden uzaklaşır. Sevgiler azalır, kişiler birbirinden uzaklaşır.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

1 Yorum

  1. Harika bir metin Iletişim Derslerinde verdigimiz bilgiler bir kez daha anlam kazandı yuregine saglik arkadaşim

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?