Derhal Kapatın Nifak Üssünü!

Derhal Kapatın Nifak Üssünü!

Bursa vekilinden ABD’nin tavrına karşılık dikkat çeken çağrı: ‘Kürecik, İncirlik, limanlar…’ MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Hidayet Vahapoğlu, ABD’nin Türkiye’ye yönelik olası yaptırımlarını içeren ve Trump’ın onayına sunulan tasarıya karşılık, ABD’nin kullandığı Kürecik Radar Üssü, İncirlik Hava Üssü, Mersin, Samsun ve Trabzon limanlarının kapatılması gerektiğini söyledi.
 
TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı ile ilgili ve bağlı kuruluşların 2020 yılı bütçesi görüşmelerinde MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili M. Hidayet Vahapoğlu konuşma yaptı. Konuşmasında ABD Dış İlişkiler Komitesince onaylanan ve Başkan Trump’ın onayına sunulan, ABD’nin “Ulusal Güvenliğinin Sağlanması ve DEAŞ’ın Yeniden Canlanmasının Engellenmesi” başlıklı tasarıyı hatırlatan Vahapoğlu, “Türkiye’nin, Rusya’dan S-400 alması ve bekamız bakımından zorunlu olarak Suriye’de yürütülen askerî tedbirleri geçersiz kılmaya yönelik bu karar, ülkemize askerî, ekonomik ve finansal yaptırımlar uygulanmasını öngörmektedir. ABD’nin ulusal güvenliğinin desteklenmesi ve DEAŞ bahane edilirken diğer tarafta Türkiye’nin güvenliği hiçe sayılmakta, yapılan askerî harekâtla Türkiye’ye yönelik planların boşa çıkarılmasının verdiği rahatsızlık dile getirilmektedir. Kararın, Başkan Trump tarafından imzalanmaması hâlinde, karar ülkemiz üzerinde Demokles’in kılıcı gibi tehdit unsuru olarak sallanacak, kararın Trump tarafından imzalanması ise başta savunma ihtiyaçlarımızın karşılanmasını, ekonomimizi ve diplomasimizi zora sokacaktır” dedi.
 
KÜRECİK, İNCİRLİK, LİMANLAR…
 
ABD’nin skandal adımına karşılık yapılması gereken hamleleri sıralayan Vahapoğlu, “1 Eylül 2004 tarih ve 25570 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Amerika Birleşik Devletleri’ne ait devlet hamulesinin ithal ihraç ve ülke içi nakil ve tevzine dair tebliğ ve bu tebliğe gerekçe teşkil eden anlaşmanın iptalinin, komuta merkezi Almanya’da bulunan ve ABD’nin Rusya’yı, Kafkaslar’ı ve İran’ı izlediği küredeki radarın, İncirlik Hava Üssü dâhil millî hava üslerimizden Mersin, Samsun ve Trabzon limanlarımızdan ABD’nin yararlanma imkânlarının yeniden değerlendirilmesi, hatta tavırlarında bir değişiklik olmaması hâlinde yararlanma imkânlarının sınırlandırılması ya da iptali gündeme getirilebilmelidir” diye konuştu.
 
SÖZ SAHİBİ OLMALIYIZ
 
Vahapoğlu, modern bir savunma sanayi alt yapısının oluşturulması ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin günün ilerisinde teknik imkan ve kabiliyetlere kavuşturulması ihtiyacı bulunduğunu belirtti. İnsan sayısına dayanılarak askeri caydırıcılığın sağlanması ve sürdürülmesi imkanının artık bulunmadığını vurgulayan Vahapoğlu, “Türkiye evrensel düşünmek ve hareket etmek zorundadır. Küresel ve bölgesel politikaları etkileyebilecek şekilde güç ve söz sahibi olmak zorundayız. Türk olmamız, İslam dünyasının kontrol edilemeyen tarihi gücü olmamız ve Anadolu coğrafyasını vatanlaştırmış olmamız bunu gerektirmektedir” diye konuştu.
 
İNSANA DEĞİL ÜRÜNE TEŞVİK
 
Savunma sanayisinde yerlisi üretilen ürünün ithalatının kaldırılması gerektiğini de belirten Vahapoğlu, “Ürünlerle ilgili telif hakları konusundaki yasal boşlukların bir an önce giderilmesine, AR-GE teşviklerinin istismar edilmesinin önlenmesine ve gerçek AR-GE çalışmalarının desteklenmesine, insana teşvikin kaldırılarak ürüne teşvik sistemine geçilmesine, kimya sektörünün dışa bağımlılığını ortadan kaldıracak şekilde düzeyde desteklenmesine, inovasyon ile imitasyon ayrımını yapacak denetleme ağının kurularak verilen desteklerin istismarının önlenmesine, bir ürünü tek tesiste ürütme anlayış ve çabalarının terk edilerek savunma sanayisinde faaliyet gösterebilecek firmalardan entegre bir yapı oluşturulmasına ve bu maksatla Bursa, Eskişehir, Çorum, Kayseri, Gaziantep gibi illerimizdeki mevcut potansiyelin değerlendirilmesine, savunma sanayisinde faaliyet gösteren özel firmaların kuruluş izni, kişi güvenlik belgesi, tesis güvenlik belgesi, üretim izin belgesi gibi belgelerin verilme yetkisinin Savunma Sanayii Başkanlığında toplanmasına ihtiyaç bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
 
HAREKAT TARZLARI SAVUNMA BAKANLIĞI’NIN GÖREVİDİR
 
Vahapoğlu’nun gündeminde 2018 yılında yürürlüğe giren ve MGK’nın yapısını düzenleyen kararname de vardı. Söz konusu kararnamenin 8. maddesinde yer alan “Milli güvenliğin sağlanması ve milli hedeflere ulaşılması amacı ile Kurulun belirlediği görüşler dahilinde iç, dış ve savunma hareket tarzlarına ait esasları kapsayan Milli Güvenlik Siyaseti Belgesinin hazırlanmasına ilişkin çalışmaları yürütmek” ifadesinin yeniden ele alınması gerektiğini söyleyen Vahapoğlu, “Savunmayla ilgili harekat tarzları Millî Savunma Bakanlığının görevidir” dedi.
 
ŞEHİTLİK ÇAĞRISI
 
Vahapoğlu, konuşmasının sonunda Bitlis’te yöre halkı tarafından şehitlik olarak kabul edilen ancak belgelerde yer almadığı için görmezden gelinen bölgeyle ilgili, “Belgelerde adı geçmiyor diye görmezden gelinmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Bir direnç var, bu direnç kaldırılsın. Halk orada yaşıyor, o şehitlerin orada gömülü olduğunu biliyor” diyerek şehitlik çağrısında bulundu.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?