Zeki Baştürk yazdı; AYDIN OLMA SORUMLULUĞU

Zeki Baştürk yazdı; AYDIN OLMA SORUMLULUĞU

Köşe yazarımız Zeki Baştürk makalesinde;

Ülkemin durumuna bakıyorum da içim yanıyor, yüreğim sızlıyor. Bilgisizlik almış başını gidiyor. Ekonomi, sağlık, eğitim çökmüş. İşçi , köylü, emekçi, emekli kan ağlıyor.

Yetmedi. Dağlar taşlar delik deşik ediliyor ; denizler, göller kirletiyor, toprak çolleşiyor. Özelleştirme adı altında satılmadık varlık kalmadı. Fabrikalar, işletmeler, limanlar , üretime yönelik ne varsa tümü elden çıkarılıyor.

Ülkemin aydınlarına bakıyorum. Ölü toprağı serilmiş üzerlerine. Kimsenin sesi soluğu çıkmıyor. Üniversiteler, akademik odalar, sendikalar, dernekler, kooperatifler kış uykusunda. Aydın geçinenler, siyasi parti temsilcileri, akademisyenler, bilim insanları, sanatçılar, neden bu duruma ses çıkarmıyorlar?

Öncelikle aydın nedir? Aydın insan kime denir? Bu sorulara yanıt aramak gerekir sanırım.

Aydın insan, bilimin yol göstericiliğini savunur. Sorgulayan, insanların özgür ve bağımsız kimlik kazanmalarında, tüze ve türelere saygı konusunda yol göstericidir. Düşünce derinliği olan, tutarlı davranan, alçakgönüllü ve insanlara saygılı davranan kişidir. Namusludur, ve dürüsttür.

Aydın kişi, Işıklı, bilimle aydınlanmış, kültürlü ve bilgilidir. Altın gibidir. Leke kabul etmez. Doğaldır, yalındır, içtenliklidir. Eğitimli, hoşgörülü(sevecen), ileri görüşlü, lider nitelikli, nikna gücü yüksek ve erdemlidir.

Aydın olmanın ilk adımı onun akıl sahibi bir varlık olmasıdır. Akıl bilgi üretmeye yarar. İkinci adım, akıl sahibi kişinin bilgi üretmesidir. Bilgi, gerçekleri görmek, anlamak ve açıklamak için gerekli olan bir araçtır. Bilmek sorumlu olmayı gerektirir, sorumluluk da yanlış giden bir şeyler karşısında müdahale etmeyi.. Bilmek yeterli değildir. Yanlışa” dur” demek ve onu değiştirmek için çaba göstermeyi de gerektirir. Bu da aydın kişinin namuslu olmasını gerektirir.

Değişim istemek, onu gündeme getirmek yeterli değildir. Değiştirmek için gerekli ortam ve koşulları hazırlamıyor, gerekli çabayı göstermiyorsan bu laf ebeliğinden öteye geçmez. Koşulları yerine getirmeyene aydın denemez.

Aydın, bencil davranmayan, kendisi dışındaki insanları ve toplumu düşünen kişidir. Çünkü bilmek sorumluluktur. Sorumluluk ise paylaşmayı gerektirir. Sorumluluk, kimileyin bedel ödemeyi göze almaktır. Aydın müdahalede bulunduğunda egemenlerin gazabına uğrayabilir. Bu durumda aydın ile düzen arasında çatışma yaşanması kaçınılmazdır. Onun için geri kalmış ülkelerin aydınları çoğunlukla ya hapiste ya da sürgündedir.

Sonuç olarak aydın; akıl sahibi kişidir. Aklıyla bilgi üretir. Bu bilgilerle evreni anlamaya çalışır; aklını ve enerjisini kullanarak çevresini anlarken, yanlış giden bir şey varsa müdahale eder. Halk sessiz kaldığında o sesini yükseltir. Halkının, gözü, kulağı, sesidir. Gönül bağıyla bağlıdır halkına.

Tüm bunları yaparken risk yüklenir. Bedel ödeyeceğini bilir. Çünkü aydın olmanın sorumluluğu ve aydın namusu bunu gerektirir. Böyle davranmayan aydınların korkuluktan farkı yoktur. Tüm aydınları sorumluluk almaya çağırıyorum.

Zeki BAŞTÜRK

AYDIN MISIN?

Kilim gibi dokumada mutsuzluğu
Gidip gelen kara kuşlar havada
Saflar tutulmuş top sesleri gerilerden
Tabanında depremi kara güllelerin
Duymuyor musun?

Kaldır başını kan uykulardan
Böyle yürek böyle atardamar
Atmaz olsun
Ses ol ışık ol yumruk ol
Karayeller başına indirmeden çatını
Sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm
Alıp götürmeden büyük denizlere
Çabuk ol!

Tam çağı işe başlamanın doğan günle
Bul içine tükürdüğün kitapları yeniden
Her satırında buram buram alın teri
Her sayfası günlük güneşlik
Utanma , suçun tümü senin değil
Yırt otuzunda aldığın diplomayı
Alfabelik çocuk ol.

Yollar kesilmiş alanlar sarılmış
Tel örgüler çevirmiş yöreni
Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende
Benden geçti mi demek istiyorsun?
Aç iki kolunu iki yanına
Korkuluk ol!

Rıfat ILGAZ

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?