Zeki Baştürk yazdı; ELLE GELEN DÜĞÜN BAYRAM

Zeki Baştürk yazdı; ELLE GELEN DÜĞÜN BAYRAM

Köşe yazarımız Zeki Baştürk makalesinde;

Bayramlar, ulusca sevindiğimiz, mutlu olduğumuz günlerdir.  Birlikte güler, birlikte eğlenir, birlikte mutlu oluruz. Tasada ve kıvançta ortak olduğumuz günlerdir. İster ulusal isterse dinsel bayramlar olsun, tümünde aynı duyguları yaşarız. Eğlenmeye meraklı bir ulus olduğumuz için neredeyse her günümüz bayramdır. Buna uygun bir deyim bile üretmişiz: Deliye her gün bayram, deriz. Her fırsattan ve olanaktan yararlanarak bayrammiş gibi davrananlar ve günü eğlenceye çevirenler için söylenir

Toplum içinde her türden insan yaşar. Yalan söyleyeni, birbirine kazık atanı, çıkarını düşüneni çoktur ülkemizde. Nerede , ne zaman, nasıl yalan söylenecegini kimse bilemez. Onun içindir ki ;
Arife günü yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayram günü yüzü kara çıkar (olur); bir sözün yalan olduğu çabuk anlaşılır ve söyleyen toplum içinde utanılacak bir duruma düşer.

Kimileyin, olumsuz bir durumdan kendine çıkar sağlamayı bekleyenler olur. Bunun için de ; l LP
At ölür, itlere bayram olur; değerli kimselerden birinin ölümü veya görevden ayrılması, kimi zaman aşağılık kimselerin işine yarar.

Kimi insanlar, dereyi görmeden paçayı sivarlar. Hemen düş kurarlar, gelecekle ilgili tasarımlar yaparlar. Bunlar için  şu önerilir:
Ayı görmeden bayram etme; bir iş gerçekleşmeden ona oldu gözüyle bakılıp sevinilmemelidir.

Kimi zaman, istemeden zorunlu durumlarda arkadaşlık kurulur, seçim zamanında olduğu gibi ittifaklar yapılır. Bunların ne  zaman ne yapacağı, masadan ne zaman ayrılacağı, ittifakı ne zaman bozacağı belli olmaz. Böyleleri için,
“Dilenciye borçlu olma, ya düğünde ister ya bayramda” denilir.  Çıkarından başka bir şey düşünmeyen kimse ile ilişki kurma, seni nerede rahatsız edeceği belli olmaz.

Seçimlerde her parti iktidar olmak ister. Bunun için tümü ceşitli vaatlerde bulunurlar. Kimi bayram ikramiyesinden söz eder, kimisi atayacaği öğretmen vaadinde bulunur, kimi de çiftçiye vereceği destekleri anlatır. Her zaman pahaliliktan, işsizlikten, yoksulluktan, gelecek kaygısından yakınan seçmen bunlardan hiçbirine itibar etmez. Kendisini yoksullaştiran , pahalilikla kendisini inim inim inleten partiye oyunu verir. Biz de bu durumda; “El ile gelen düğün bayram” deriz. Herkese birden gelen sıkıntı ve felakete katlanmak, yalnızca bir kişiye gelene katlanmaktan daha kolaydır.

Pandemi döneminde sahil kentlerinde müzik yasağı konulmuştu. Yıllar sonra bu yasağin kalkması gündeme geldi. Yasağın kalkacak olması sanatçılarla müzikhol sahiplerini sevindirdi.Buna uygun atasözü; ‘Meyhanecinin yüzünü bayram topu güldürür”. Yasak yüzünden işi aksamış kimse yasağın kalkmasına sevinir.

İktidar, bir kaç ayda bir enflasyonun tek haneli rakamlara ineceğini söyler. Emekliyi ve emekçiyi enflasyona ezdirmeyecegi sözünü verir. Ama bakarsınız ki değişen bir şey yoktur. Buna uygun düşen bir dilek vardır: “Ramazanda yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayramda yüzü kara olsun”. Bir sözün yalan olduğu, bir ödevin yapılmadığı bir süre sonra gerçekleşen olaylarla anlaşılır.

Muhalefet, seçim öncesi ittifaklar kurdu, güzel vaatlerde bulundu. Halkta bir umut belirtisi görüldü. “Bu kez acaba kazanacak mıyız?,” umudu belirdi. Sonunda yine aynı tas aynı hamam. Düşler, başka bahara kaldı. Özetle
“Arifeyi gösterip bayramı göstermediler” Bir işi sonuna kadar başarılı götürüp, sonunda olumlu sonuca ulaşamadilar.

Sonunda umudunu yitirenler, düş kırıklığı yaşayanlar sordular: ‘Bayram değil, seyran değil (eniştem beni niye öptü?”

Yıllarca atanamayan öğretmenler, traktörüne mazot koyamayan köylüler, geleceğini yurtdışında arayan gençler, çocuğuna bez alamayan anneler, emekli olamayan EYT’liler , oylarını yine iktidara vermişler. Seçim kazanıldığını anlayınca sokağa döküldüler. Kimi halay çekti, kimi horon tepti, kimi zeybek oynadı.Yani, ezilenler, açlık çekenler, hep birlikte “Bayram ettiler. Çok sevindiler, Sabahlara  dek  tepindiler.

Seçimlerden sonra, iktidarda tümüyle değişiklikler oldu. Gidenlerin yerini yenileri aldı. Ekonomide politikalar değişti. Nas uygulaması yerine radikal politika geldi. Yoksullarda, işsizlerde, atanamayanlarda, emekli olamayanlarda bir sevinç, bir mutluluk. Herkes, gülüyor, herkes seviniyor. Ülkede, Bayram havası esiyor.

Halkımız, muhalefetin dediklerini anlamamiş, vaatlerini gerçekçi bulmamış. İktidarın söylemlerini kendilerine daha yakın bulmuşlar. Söylenenleri, konuyla hiç ilgisi olmayanları doğru bulmuşlar. Her şeyi tersinden anlamışlar. Ne yapalım?
” Bayram haftasını mangal tahtası ” olarak algılamışlar.

Elle gelen düğün bayram.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?