Ali Yazır yazdı;  İktidarlar yönettikleri toplumları, geliştiren, besleyen, koruyan, gözetleyen, aynı zamanda denetleyen olmalıdır

Ali Yazır yazdı; İktidarlar yönettikleri toplumları, geliştiren, besleyen, koruyan, gözetleyen, aynı zamanda denetleyen olmalıdır

Köşe yazarımız Ali Yazır makalesinde; “Siyasette son düzlükteyiz. İktidara talip olan tüm siyasi kadrolar kendi yapacakları neler ise gerekçeleriyle halka anlatmakta onları ikna etme gayretindeler. Biz seçmenler ise kendimize göre doğruyu tercih yapabilmemiz için dinliyoruz, okuyoruz, yorumluyoruz ve bir karar vermek telaşındayız. Aslında seçmen ve iktidar ilişkisi çok karmaşık bir yapı. Bu yapı parça bütün ilişkisi değil, yöneten yönetilen ilişkisidir. Bugünkü mevcut seçmen kitlesi kabul edelim veya etmeyelim eğitimiyle, aldığı sağlık hizmetiyle, can mal güvenliği ile sahip olduğu hayat standardıyla 20 yıldır kendisini yöneten iktidarın bir eseridir. Bu süre mevcut iktidar hakkında fikir elde edeceğimiz ve bu elde edinilen fikirleri test edebileceğimiz uzun ve bir o kadar önemli bir süredir. İktidar kadrolarının bu uzun zaman dilimi içinde başardıkları başaramadıkları her neler ise insanın fıtratında ki akıl ürünü olan bilmek yeteneği ile karar verirken, bunlar birer belge, gerekçe olacaktır. Başarılarını gururla anlatan bir iktidar, başaramadıklarını da seçmenle paylaşabilmeli ve şeffaf bir anlayışla itiraf edebilmelidir.

İktidara talip ve iktidar olanlar “hiç durmadan her an iş yapmak” zorunda olduklarını bilmelidirler. Sorgulayan vatandaşlarla bütünleşen, onların dertleriyle dertlenen, ayırmadan, bölmeden, ayrıştırmadan kucaklamayı öncelikli görev bilmelidirler. Kendilerini seçen, seçmeyen tüm vatandaşların hayatına anlam katmalı, her haksızlığın üzerinde kafa yormalı, her alanda ölçüyü dengede tutan olmalılar.

İktidardakiler ya da iktidara talip olanlar bilmelidir ki dünyadaki tüm insanlar iyi ve kötüyü üretme özelliğinde ve özgürlüğündedir. Bu seçmenin bir tercih meselesidir. İnsan bu evrende her zaman ayrıcalıklı bir konumdadır. Her insan için iki önemli hak vardır bir tanesi fiziksel olarak insanın var olması sağlıklı olma hakkı, diğeri ise kula kulluk etmeden huzurla yaşadığı bu dünyada, eşyanın, canlının hikmetlerini bilerek onlarla bütünleşerek kullanma, faydalanma hakkıdır. Yüce Allah insanı yaratırken özen göstermiştir ki; bizlere, insana kendi ruhundan üflediğini bildirmektedir Bu ifade insanı çok özel bir yere koymaktadır. Ruhundan üfleyerek yarattığı insana, kendiliğinden hareket etme yeteneğini kazandırmıştır. Yani insan ne yapıyorsa onu kendisi belirler ve kendisi uygular.

İktidarlar veya iktidara talip olanlar yine bilmelidir ki insanlar isyankardır, cennetten kovulmuştur, günahkardır. Bu davranışlara insanları iten ise yukarıda yazdığım gibi yine akıllı olmalarıdır. Allah Kuranda, göklerdeki ve yerdekileri insanın hizmetine verdiğini bildirdiğine göre iktidarlar da buradan hareketle insanların yani seçmenlerin hizmetinde olduklarını unutmamalıdırlar. Tekrar hatırlatmakta fayda var unutulmamalıdır ki iktidarlar, seçmenlerin vekilidir, seçmenler iktidarların Vekili olamazlar. O nedenle hiçbir seçmenin iktidarlara karşı bir borcu yoktur. Kuranda “o her şeye vekildir” “ zaten vekil olarak da Allah yetmektedir.” Diyerek yüce Allah bile insana kendisinin vekil olduğunu buyurması her insanın kendi adına görevini yerine getirme iradesine sahip olduğumuzu bize bildirmektedir. İktidar sahipleri ya da iktidara talip olanlar bilmelidirler ki İnsan, tarihin merkezidir, yaradılışı yansızdır, tarafsızdır.

Bu nedenle tüm iktidarlar önce kendini göreve getiren vatandaşlarla, seçmenler ile birebir ilgilenmeli. Aracı olmadan torpil aramadan insanlarımız haklarını arayabildikleri bir düzenin tesis edicisi olmalıdırlar. İktidarların, seçmenler arasında ayırım yapmak hakkı ve yetkisi yoktur. Kendi yandaşlarının diğer insanlardan, üstün ya da ayrıcalıklı olması kabul edilemez. Vatandaşlarla sürekli iletişim içinde olmalıdır isteklerine icabet etmelidirler. Her zaman dertlilerin, haklının yanında olabilmelidir. İktidarlar yönettikleri toplumları, geliştiren, besleyen, koruyan, gözetleyen, aynı zamanda denetleyen olmalıdır.

Tüm insanlar kendi yaşadıkları alanlarda özgürce düşüncelerini ortaya koyabilmeleri için teşvik edilmelidir. Ayrıcalık olacaksa liyakat bakımından olmalıdır. İktidar olanların kendilerine muhalif olanlara düşmanlık beslemeye, dışlamaya hakları yoktur. Tüm insanlara, seçme özgürlüğünü yüce Allah vermiştir. İsteyen doğruya, isteyen yanlışa inanır. Ya da hiç inanmaz! Bir toplumda tüm insanlar hukuk karşısında eşit olmak ister. Kuranı Kerim’den bir ayetle sözümü bitirmek isterim. Allah’tan başka kimseye kulluk etmeyeceğiz, kimseye ilahlık yakıştırmayacağız, putlaştırmayacağız, sadece ve sadece birbirimizi seveceğiz sayacağız. Bilmeliyiz ki; Herkes ortaya koyduklarının bedelini er veya geç ödemektedir ve ödeyecektir! Seçimin ülkemize milletimize hayırlara vesile olmasını Allah’tan dilerim.”

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?