Zeki Baştürk Yazdı; ÖYLE HOROZLAR VARDIR Kİ ÖTTÜKLERİ İCİN GÜNEŞİN DOĞDUĞUNU SANIRLAR.

Zeki Baştürk Yazdı; ÖYLE HOROZLAR VARDIR Kİ ÖTTÜKLERİ İCİN GÜNEŞİN DOĞDUĞUNU SANIRLAR.

Köşe yazarımız Zeki Baştürk’ün kaleme aldığı yazıda;

“Grup toplantılarında konuşurlar. Açılışlarda konuşurlar. Partilerinin il, ilçe kongrelerinde konuşurlar. Mitinglerde konuşurlar. Haber bültenlerinde, söyleşi programlarında konuşurlar.

“Ben olmasam var ya bu ülke batar, ben gidersem bu devlet yıkılır” düşüncesi Türk siyaset adamlarının birçoğunun takıntısıdır. Oysaki bu düşünce yönettiği toplumu sahiplenmeye çalışanların, kendisi olmadan her şeyin varlığını yitireceğini düşünenlerin düşüncesinden başka bir şey değildir.

Bu söylemleri her dönem ve konumda duyuyor, böyle düşünenleri sürekli görebiliyoruz. Bunlar güçlü olduklarında, bulundukları durumu sürdürebilirler ama geç de olsa, doğa yasaları hiç ayrım gözetmeden, onlara gereken yanıtı günlük yaşamda da vermektedir.

Sürekli konuşurlar. Her ortam ve her koşulda konuşurlar. Hem de en yüksek perdeden …Avazlari çıktığınca, gırtlakları yırtılırcasına . Konuşmanın içeriğine bakarsınız içi bomboş. Ne bir güzel söz vardır içinde ne de anlamlı bir tümce. Ne bir bilimsel düşünce ne de bir sanatsal güzellik. Ne de toplumun bir sorununu çözecek bir öneri. Salt öfke, kin, aşağılama, küçümseme vardır içinde.

Bu da bir İran masalını anımsattı bana.

Masal bu ya; Horoz öyle hastaymış ki kümeste bulunan öbür hayvanlar ertesi sabah kalkıp ötmeyeceğini düşünüyorlarmış.

Bu yüzden büyük bir telaşa kapılmışlar.

Anlaşıldığı gibi tüm hayvanlar, güneşin doğmasının horozun ötüşüne bağlı olduğunu sanıyorlarmış.

Sabah olmuş. Horoz ağır hastalığı nedeniyle yattığı yerden başını bile kaldıramamış.

Buna karşın güneş, tüm görkemiyle parladığında, bütün hayvanların, horoz ötmeden doğmayacağına iliskin inançları bir anda yıkılmış.

Ülkemizde de zaman zaman “Ben olmasam var ya, bu iktidar giderse var ya” diyenler dikkatinizi çekiyordur. Özellikle de kendilerini vazgeçilmez sanan insanlar, bunu sıkça kullanırlar. Onlar olmasa yönettiği ülke batar, yurttaşlar darmadağın olur, insanlar acından ölür, ülke zor durumlara düşer!.. Bu tür örnekleri her alanda sıkça görebiliyoruz.

Bunlar için sadece Tolostoy’un “Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.” sözü her şeyi özetlemektedir.

Bir insanın çalışkanlığı ve olumlu katkıları yanında vazgeçilmezliği toplum tarafından her zaman tartışılabilir. Bu çok olağan ve doğaldır.

Eğer kişi kendisini “vazgeçilmez” olarak görmüşse işte sıkıntı orada başlamaktadır.

İşte o kişi aslında vazgeçilmezliğini değil, koşullar ne olursa olsun bir biçimde yönettiği işin başında kalmayı düşünmektedir. Bunun içinde her yolu denemek istemektedir. Bu bir parinin yönetimi olabilir. Bir şirket ya da bir kurumun yöneticiliği olabilir. Hatta bir mahalle muhtarlığı da olabilir. Yer, kişi, makam değişmeksizin yaşanabilmektedir.

Özetle “kimse kendisini vaz geçilmez” sanmasın.

Çünkü, bu dünya kimseye kalmaz. Halk söyleyişiyle Sultan Süleyman’a bile kalmamış ki.

Sonuç olarak hiç kimse vazgeçilmez değildir. Bunun içinde ne kendinizden ne geleceğinizden ne de yaşamınızdan vazgeçin.

Vazgeçilmezlere inandığınız sürece ondan gelecek her sıkıntıyı yük olarak taşımak zorunda kalırsınız.

Kendinizden vaz geçersiniz. Geleceğinizden vaz geçersiniz.

Bilinmelidir ki; Horoz ötse de ötmese de güneş doğacaktır. Tevfik Fikret’in dediği gibi ” Elbet sabah olacaktır. Sabah olur. Geceler, sonsuza dek sürmez.” Önemli olan bizlerin her sabaha aydınlık günlerin geleceğine olan inancımızla uyanmamızdır. İnanmak başarmanın yarısıdır.

Aydınlık bir gelecek, aydınlık için çalışan, çabalayan, kararlı insanlarla gelecektir.”

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?