Zeki Baştürk yazdı; İSTANBUL’UN SİMGESİ:  KIZ KULESİ

Zeki Baştürk yazdı; İSTANBUL’UN SİMGESİ: KIZ KULESİ

Köşe yazarımız Zeki Baştürk makalesinde;

“İstanbul deyince aklıma kuleler gelir,
Ne zaman birinin resmini yapsam öteki kıskanır
Ama şu Kız Kulesi’nin aklı olsa
Galata Kulesi’ne varır
Bir sürü çocukları olur”

Ne güzel anlatmış değil mi Bedri Rahmi Eyüboğlu?  İşte böylesine hayranlık uyandırır, uğruna şiirler yazdırır Üsküdar’a tatlı tatlı gülümseyen Kız Kulesi…

İstanbul’da gezilecek yerler denilince ilk akla yerlerden birisidir Kız Kulesi. Salacak açıklarındaki küçücük bir adanın üzerine inşa edilmiştir. Hakkında anlatılan birçok efsanesi olan, Boğaz’ın insanı mest eden fotoğraflarında her zaman kendine yer bulur.

Kız Kulesi, bugün İstanbul’un en önemli simgelerinden biri.  Yerli ve yabancı turistler tarafından sık sık ziyaret edilen ikonik bir adrestir.

Hakkında pek çok anlatı üretilmiştir. Tümü de ilginçtir. En çok bilineni ve ilgi çekeni aşağıda paylaştığım efsanedir.

YILANLA GELEN ACI SON

Kız Kulesi hakkında en bilinen hikâye, Kleopatra’nın sonuna benzer bir sonun anlatıldığı yılan hikâyesidir.

Kehanete göre; Kral’a çok sevdiği kızının 18 yaşına geldiğinde bir yılan tarafından sokularak öleceği söylenir. Kral bu kehanet üzerine, denizin ortasında bir kule yaptırır ve prensesi buraya yerleştirir. Ancak kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesinin ölümüne neden olur.

Kral, kızına demirden bir tabut yaptırarak Ayasofya’nın giriş kapısının üstüne yerleştirir. Yılanın, ölümünden sonra da prensesi rahat bırakmadığına ilişkin  söylentiler günümüze dek ulaşmıştır. Zira bu tabutun üstünde iki delik olduğu hala anlatılır.

Yaklaşık 2.500 yıllık geçmişe sahip bu kule, çeşitli uygarlıklara beşiklik etmiştir. Bugün bu kuleyi gezme fırsatı ve olanağı buldum.

Tarihsel önemi ve değeri bulunan Kız KULESİ, üç yıl süreyle kapalı kaldı. Bu sürede onarımdan geçti. Kule’nin tabanı yarım metre aşağı çekilmiş; tabanı deniz düzeyine eşit duruma getirilmiş. Tekneden inildiğinde ıslak zemin ile karşılaşmak, ziyaretçiler için tehlike oluşturuyor.

Onarımda bir olumsuzluk daha dikkatimi çekti. Binanın dış görünümü değişmiş. Bu da da onarımın liyakatsiz insanların eliyle bu duruma getirildiğinin kanıtıdır.

Bu olumsuzluklara karşın Boğaz’ın ortasında yer alan bu güzelliği gezmek insana huzur ve mutluluk veriyor. İstanbul, gerçekten bir inci. Bir tek taşına bile dünya değer.

Değerini ve önemini bilenlerce yönetilmesi en büyük dileğimdir.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?