Cüneyt Bülent Şeker Yazdı; NEHİR HAREKETİNE KATILMA KARARIMA TEPKİLER HAKKINDA…

Cüneyt Bülent Şeker Yazdı; NEHİR HAREKETİNE KATILMA KARARIMA TEPKİLER HAKKINDA…

Köşe yazarımız Cüneyt Bülent Şeker yazdığı makalede; “Tepkiler 2 noktada:

1-) N.H. içindeki bir kişiye antipatisi olanlar tepki gösteriyor; Bu anlaşılır bir tepki, benim de söylemlerine katılmadığım kişiler var, ama bazı söylemlerine katılmasam da bunlar global çeteye tavrını koymuş ve a$ı, maske, HES, İklim sözleşmesi gibi uygulamalara karşı tepki göstermiş kişiler. Devletler bile bazen (Ortak ve büyük) düşmanlarına karşı, aynı çıkarları paylaştığı düşman devletler ile ittifak kuruyor, ben niye çoğu konuda aynı fikirde olduğum insanlar ile ittifak kurmayayım.

Bu gün tamamen aynı fikirde olan iki insan var mı?

Veya geçmişte yanlış veya yıkıcı bir fikri savunmuş ve bu söylemlerinden pişman olmayan bir kişi var mı?

Eğer bir kişi (bence) yanlış düşünüyor ise onun fikrini değiştirmek için de en iyi yol o insandan vebalı gibi kaçıp, arkasından-önünden düşmanca sözler sarf etmek değil, aynı masada oturup dostça ikna etmeye çalışmaktır diye düşünüyorum. Geçen gün elime “ZORLA ÇOCUKLUK AŞILARININ YAPILMASI” yönünde bir mahkeme kararı geçti, bu hukukun ve İnsan haklarının bittiği yer…!

Böyle dehşetli tehlikeler karşısındayken birbirimize düşmanlık edip, küsüp, ayrı telden çalma lüksümüz var mı?

Bu iç ve dış düşmanlarımızın da beklediği şey değil mi?

Neden düşmanlarımızı kendimize güldürüp, onların işini yapalım?

Biz böyle didişirken başka düşmana gerek var mı?

Herkes tek başına bir şeyleri değiştiremeyeceğini kabul ediyor, herkes birlik olamadığımızdan şikâyetçi, ama kimse egosundan-fikirlerinden taviz vermek istemiyor, bir çoğumuz küçük sultanlığını koruma derdinde…

Ama tavizsiz bir bir birliktelik, ortaklık veya evlilik var mı?

Kaldı ki N.H. bir evlilik değil, herkesin bağımsızlığını koruduğu, ancak halkımıza, devletimize ve insanlığa yönelik ortak tehlikeler karşısında oturup konuşacağımız, ortak çözümler arayacağımız yuvarlak bir masa, bizi bir bir araya getirecek bir çatı, bir sebep…

Tabii N.H. fikrini eleştirenlerin biraz da olsa dikkate alınabilesi için, önce kendilerinin bir çatı, bir birliktelik oluşturabilmiş olması, bir alternatif sunması gerekir bence, “kuru kuruya kurbanın olayım, en doğrusu benim” tarzı çıkışları samimi bulmuyorum doğrusu…

2-) “Büyük Uyanış Derneği neyi başardı-başaramadı da N.H. ihtiyaç duyuldu, ne gerek vardı…” eleştirisine gelince; Öncelikle şunu söyleyeyim ben Büyük Uyanış Derneğine üye değilim, teklif geldi, ancak kabul etmedim, derneği ve faaliyetlerini, burada mücadele veren arkadaşları sevmediğim için bu teklifi reddetmiş değilim, fakat bir dernek kendi tüzüğü ile bağlıdır, benim ve arkadaşlarımın ise daha farklı hedefleri, bu hedeflere giden farklı araç ve yolları vardı, kısaca özgürlüğümüze düşkünüz diyebilirim…

Ama bu birçok ortak amaç ve paydamız olan Büyük Uyanış Derneği ile yardımlaşamayacağımız, zaman zaman birlikte hareket edemeyeceğimiz anlamına gelmez. İşte Nehir Hareketi bu ortak hareketin zeminini oluşturuyor. Ve bu aynı zamanda birimize yapılan HAKSIZ SALDIRI karşısında birlik olmamızı da gerektiriyor.

Her şeyin mükemmel olmasını beklemiyorum şüphesiz, kimse beklememeli, insanın olduğu her yerde hata, kalp kırıklığı, tartışma, fikir ayrılıkları olur, ama bu sorunları gidermenin yolu ayrı-gayrı olmak değil, bir arada olmak ve birbirini tanıyarak sorunların üzerine gitmek, hatalardan ders alarak, gerektiğinde taviz vererek yola devam etmektir. Bazılarımız kolay yolu seçiyor. Kolay yol; Bir şey üretmeden, eleştirmektir.

Yanlış anlamayın eleştirilere kapalı değiliz, ancak yapıcı olmayan dışardan yapılan eleştiriler, sadece ortak düşmanlarımızın gülmesine sebep olur, Bunu sosyal medyada deneyimlemişsinizdir; dostlarınız, size değer verenler yapıcı, kibar bir dil kullanır, daha ince olanlar “Özelden” yazarak eleştirir. Bizde; “Gelin bizi içerden eleştirin” ama mümkünse katkı da koyun, alternatif de sunun diyoruz. Bu uzun bir yazı (flood) diyorlar nedense buna.

3-)Yanlızca beni eleştirenler olmadı, çok sayıda kişi de tebrik etti, “Bu birlikteliğe ihtiyacımız vardı” gibi sözleri çok duydum. Hepsine teşekkür ediyorum. Son olarak şu tespiti yapayım; Bu tip çekişme ve sancılar vatandaşın sorunu değil, İnsanımız a$ıya, maskeye zorlanıyor, uymaz ise iş yerinden atılıyor, GDO lu ürünler ile besleniyor. Su, hava, besinler sebebi ile zehirleniyor, hastalanıyor (Covit olmuyor) Deprem, savaş.

Son olarak şu tespiti yapayım; Bu tip çekişme ve sancılar vatandaşın sorunu değil, İnsanımız a$ıya, maskeye zorlanıyor, uymaz ise iş yerinden atılıyor, GDO lu ürünler ile besleniyor. Su, hava, besinler sebebi ile zehirleniyor, hastalanıyor (Covit olmuyor) Deprem, savaş, kıtlık, hatta susuzluk uzak olmayan tehlikeler. Emin olun zora düşen insanımız kendisine kimin yardım ettiğine aldırmıyor, derneğin, platformun adına bakmıyor, Artık biz de “HERKES” ve “HİÇ KİMSE” olmalıyız. Artık bu kısır çekişmelerden kurtulup, insanlara ortaklaşa yardım etmenin yollarına bakmalıyız, Gerisi boş işler…

Nehir akar yolunu bulur

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?