ZEKİ BAŞTÜRK YAZDI; AT TORBAYA!

ZEKİ BAŞTÜRK YAZDI; AT TORBAYA!

Köşe yazarımız Zeki Baştürk, makalesinde

“Günlük yaşamımızda çok kullandığımız bir gerectir torba. Çarşıda kullanırız, pazarda kullanırız, manavda kullanırız. Şimdilerde ise siyasette kullanır olduk.

Öncelikle torba nedir? Bunu tanımlayalım. İlk anlamı,
genellikle iplik, kıl vb.den dokunmuş, türlü boyutta olabilen küçük çuval.
Özellikle kırsal kesimde çok önemli bir araçtır. Köylüler, tarlaya giderken, tarladan gelirken içine her şeyi doldurdukları bir gereç.

İkinci anlamı ise, kâğıttan, plastikten vb. yapılmış, alışverişte içine öteberi konulan nesne. Demek ki içine her şey konulabiliyormuş.
Örnek bir tümcede kullanalım:
“Manav, elmaları bir torbaya koyup uzattı.”

Köylünün, kentlinin, özetle halkın taşıma gereci olan torba, siyasetin gündemine girdi. Nasılsa içine her şey konuluyor. Siyasetçiler de yasa koymaya başladılar. İşlerine ne geliyorsa torbanın içine atıyorlar. Bir çırpıda, bir kararla yasaları toptan çıkarıyorlar. Birbiriyle ilgisi olsun ya da olmasın. Hiç fark etmez.

Şimdilerde, zeytinliklerde, zeytin alanlarında maden çıkarmak istiyorlar. Bunun için torpilli şirketlere ruhsat vermek için yasa çıkaracaklar. At torbaya

Ulusal güvenliğimiz ve ulusal ticaretimiz için çok önemli ve gerekli olan limanlarımızı 49 yıllığına yabancılara vermek istiyorlar. Bunun için yasa gerek. At sepete pardon at torbaya.

Örnekleri çoğaltmak olası.

Atalarımız, bu denli önemli aracın önemini kavramışlar ki dilimize pek çok deyim kazandırmışlar. Bu deyimler de günümüze çok güzel ayna tutuyor. Birkaç örnekle düşüncemi destekleyeyim.

Örnek: Laf, torbaya girmez.

Ağızdan söz bir kez çıktı mı artık onu gizlemek mümkün değildir. Çünkü onu herkesin duyması kaçınılmazdır. Bu nedenle söz ağızdan çıkmadan önce iyice düşünmeli, nereye varıp varmayacağı hesaplanmalı ondan sonra sarf edilmelidir. Siyasetçilerimiz, buna bir çözüm bulmuşlar: ” Dün dündür, bugün de bugün”.

Halkımızın çok sık kullandığı bir deyim daha vardır:
“Alemin ağzı torba değil ki büzesin”.
Başkalarının söyleyeceklerine engel olamazsınız.

Tedbirsiz, hazırlıksız, plansız, programsız iş yapmaya kalkanlar için de bir deyim vardır:
“‘Azıksız yola çıkanın gözü el torbasında kalır.”

İleride gereksinim duyacağı şeyleri zamanında hazırlamayan kişi, hazırlık yapan diğer insanlardan yardım bekler. Para bulmak için ülke ülke dolaşır, düşmanlarıyla dost olur.

Kimileri de işini beğenmez. Böyleleri için de deyim vardır
“Sanatını hor gören, boğazına torba takar.”

İşini küçümseyen kişi istediği gibi para kazanamaz ve sonunda dilenci olur.
Dilencinin torbası dolmaz.
Şundan bundan yardım dileyerek geçinmeye çalışanların istekleri bitmez.

Bir de torbacılar vardır ki o konuya hiç girmeyeyim. Ama torba bu. Ne istersen koy içine.Doldur doldurabildigin kadar. Ülkenin kaynakları elden gidiyormuş. Halkın geçim kaynakları tükeniyormuş. Ne gam ! İşsizliği de, pahalılığı da, açlığı, yoksulluğu da at torbaya.

Torba bu. Hepsini alır içine. Ne dert kalır ne tasa.”

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?