Köşe yazarımız Cüneyt Bülent Şeker, Bursa’nın göbeğinde yaşanan silahlı saldırıyı kaleme aldı. Şeker;

“Bursa Kapalı Çarşıda çaycılık yaparken, “Çayı geç getirdin” meselesinde kurşunlanan İsmail Bey sevdiğim bir arkadaşımdır, ayrıca eşinin ve kendisinin avukatlığını yapıyorum.

Böyle bir olayın onun gibi beyefendi, saygın, sevilen bir insanın başına gelmesi “KİŞİSEL GÜVENLİĞİMİZİN” ne kadar önemli olduğunu bana hatırlattı.

İsmail Bey ile onu vuran gencin ve onu azmettiren dedesinin bir geçmişi yok, alacak-borç ilişkisi yok, olay görüntüde tamamen spontane gelişmiş izlenimi veriyor.

Ancak ortada böyle bir vakıayı gerektiren bir şey de yok ve kurşunlamaya gelen genç de ilk başta İsmail Bey’in değil, tartışmaya hiç Karışmamış oğlunu hedef alıyor, yani o mekândan rastgele birisini vurmak istediği anlaşılıyor.

İsmail Bey oğlunu korumak için gencin üzerine yürüyünce kurşunlara hedef oluyor ve kurşun bacaktaki atardamarı milim fark ile ıskalıyor, kurşun ana damara gelse üzerine hastane kurulsa kurtulamayabilirdi!

Hastane ziyaretimde İsmail Bey ile olayın kritiğini yaptık ve; “Acaba yanında ruhsatlı silahı olsaydı, saldırganlar buna cesaret edebilir miydi…” diye düşündük.

Tabii bir de bu olay gerçekten tesadüfen mi başına geldi bunu tartıştık…”

Bu gerçekten yetkililerinde araştırması gereken bir şey….
Bir serseriye biraz para verip olay çıkartmasını istemek zor bir iş değil!

İsmail Beyin hedef olması için sebep yoktu, ancak; Bursa Kapalı Çarşı ve Türk Turizmi hedef olabilir miydi????

Çünkü bu olaydan sonra “Bursa güvenli bir yer olmaktan çıktı” lafları aldı yürüdü…

Endişemiz, bunun gibi bir kaç olay daha gerçekleşir ise Bursa Turizminin, dolayısı ile (Zaten iyi gitmeyen) Türk ekonomisinin iyice dibe vurması!

O sebep ile panik yapmamakla birlikte, evlerimizi, işyerlerimizi, kendimizi korumak için gereken tüm önlem ve araçları edinmemiz büyük önem arz ediyor.

Türk Milleti; “İstiklal Caddesi, Kapalı Çarşı Saldırısı’ gibi olaylar ile sindirilemez, ama yaşadığımız olaylar bize; “Bir şey olmaz” deyip gevşek davranmanın değil, tedbir almanın, hazırlanmanın zamanının geldiğini gösteriyor.

Sağlıklı ve güvenli yarınlar dileği ile…