Zeki Baştürk yazdı; SORUMLULUK  YÜKÜ HERŞEYDEN AĞIRDIR.

Zeki Baştürk yazdı; SORUMLULUK YÜKÜ HERŞEYDEN AĞIRDIR.

Köşe yazarımız Zeki Baştürk yazısında ” Sorumluluk yükü,  herşeyden , ölümden bile ağırdır.”

M.K. Atatürk

Ulu önderimizin bu denli önemli, bu denli değerli ve ağır bulduğu sorumluluk nedir? Kişinin kendi davranışlarının ve yetki alanlarına giren olayların yükümlülüklerini  üstlenmesidir. Üzerine aldığı ya da yapmak zorunda  olduğu bir işi olumlu ve yararlı  bir  biçimde yerine getirmesidir. Aksi halde  sonuçlarına katlanmasıdır. Olumsuzlukla sonuçlanması durumunda hesap vermesidir.

Ders çalışma, ödev yapma, çevremizi temiz tutma, büyükleri sayma, küçüklerimizi koruma gibi bireysel sorumluluklarımız vardır. Doğayı korumak, toplumsal kurallara uymak, başkalarının hak ve özgürlüklerine saygı duymak gibi uymak zorunda olduğumuz davranışlar vardır. “Bunlar kişiseldir, kimseyi ilgilendirmez ” diyemeyiz. Kendi davranışlarımızdan sorumlu olsak bile topluma karşı da sorumluyuz.

Belirli görevlere ve makamlara gelmiş ya da getirilmiş olanların sorumlulukları daha ağırdır. Toplumun refahı, mutluluğu, insanların can ve mal güvenliği bu kişilerin sorumluluklarını yerine getirmelerine bağlıdır. Sorumluluk sahibi aynı zamanda yetki sahibidir. Sorumluluk alan kişi, yetkilerini kullanmalıdır.

Son yıllarda toplumu ilgilendiren pek çok kaza ve afet haberleriyle sarsıldık. Tren kazaları, maden kazaları, orman yangınları, sel felaketleri, depremler vb.  Bu olaylarda  çok sayıda can ve mal kayıpları yaşandı. Ülkemiz ve insanlarımız büyük zararlar gördü. Bunlar, kader, yazgı, tesadüfler, rastlantılar vb. sözcüklerle açıklanamaz. Sorumluluk sahibi olanların ya da sorumlu yerlerde bulunanların yetkilerini kullanmaları gerekir. Önerilere kulak vermeleri gerekir. Dünyadaki örnekleri inceleyip bilgi sahibi olmaları ve gerekli önlemleri almaları gerekir.

Dere yataklarına yapılan evlerin selden etkilenmeleri kaçınılmazdır. Çimento ve demiri gereği kullanmadan yapılan evlerin, binaların depremlerde yıkılması bilinen bir gerçektir. Maden kazalarında  yaşanan ölümler,  önlem alınmadığı içindir.  Örnekleri çoğaltmak olasıdır. Burada karşımıza çıkan olgu, bilime inanmak ya da  inanmamaktır. Bilime inananlar, bilimsel önlemler alırlar ve insan yaşamına önem verirler. Yaşananlardan gerekli dersleri çıkarırlar. Bilimin öngördüğü önlemleri alırlar. Sorumlu insanlar, sorumluluklarını yerine getirirler. Getirmeyenler ise  hesap verirler.

Bilime inanmayanlar ” kader” diyerek geçiştirirler. Onca yaşanmışlığa karşın ders çıkarmazlar, önlem almazlar. Aynı olaylar aynı sonuçları verirler ama yine de farklı sonuçlar beklerler. Sorumsuzluklarının, ihmallerin, görevini yerine getirmemenin hesabını da vermezler.

Yaşamda gerçek yol gösterici bilimdir. Bilime inananlar, sorumluluklarının bilincindedirler ve yetkilerini kullanırlar. Geride ağlayan eşler, yetim kalan çocuklar kalmasını istemiyorsak bilime inanalım ve bilimin önerilerini yerine getirelim. Çünkü sorumluluk yükü herşeyden hatta ölümden bile ağırdır.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?