Zeki Baştürk Yazdı; HESAPLAŞMA!

Zeki Baştürk Yazdı; HESAPLAŞMA!

Köşe yazarımız Zeki Baştürk;

Birçok anlamı içeren bir sözcüktür hesaplaşma.

İlk anlamı parayla ilgilidir. Karşılıklı olarak   alacak ve verecek  hesabı yapmak. Kimin kime borcunun olduğunu ya da kimin alacaklı olduğunu belirlemektir.

İkinci anlamı ise kozlarını paylaşmaktır. Bir kavgaya, bir tartışmaya çağrıdır bu. Kimileyin fiziksel güce dayanır ve şiddet çağrıştırır.

Üçüncü ve son anlamı ise, bir olayın, bir durumun, bir  yaşantının olumlu ya da olumsuz yanlarını ele alarak, tartışarak bir yargıya varmaktır.  Özeleştiri yapmaktır.

Hesaplaşma, bir öğretmenin, bir mücadele insanının, İsmet ERGİN’in  kendisiyle  hesaplaştığı romanının adıdır. Henüz raflarda yerini almamış bu yapıt, Alan Yayıncılık tarafından baskıya hazırlanmış ve yayınlanmış. Mudanya Kitap Günleri’nde görücüye çıkacak ve okurlarıyla buluşacak.

Önsözünde İsmet ERGİN’in yaşamından kesitler yer alıyor. Önsöz değil Özgeçmiş olmuş. Yokluk ve yoksulluk içinde geçen çocukluğu, okul yılları, gençliği..Öğrencilik döneminde katıldığı mitingler, yürüyüşler, gösteriler..İşçi olayları, direnişler, grevler ve lokavtlar..68 kuşağının devrimci eylemleri ve hapishane yılları..

Bir döneme tanıklık eden, tarihe not düşen bir roman. Bir Anı- Roman demek daha doğru olur sanırım. Yaşanmışlıklar, gözlemler ve anılar.

Roman kahramanı Kemal’in gözüyle ve diliyle anlatılmış. Romanın özeti bu.

Hapishane yılları ile başlıyor roman.3 Nolu koğuş. Ranzalar , dar koridorlar..Pamukları dışarı çıkmış yatak, kirden rengi solmuş sapsarı çarşaf ve yastık. Günlerce süren işkenceden ( gözler bantlı, filistin askısı, falaka , elektrik ve dayaktan) sonra lüks bir otel rahatlığında burası.

Yeni çıkan tüm kitapları okuyan, kendini sürekli geliştiren, aydınlanmadan yana devrimci, yurtsever bir kişidir Kemal. Emekten yana, özgüveni yüksek, mücadeleci, özgür ruhlu.

İyi bir gözlemcidir Kemal. Doğayı, insanları, martıları, böcekleri gözlemliyor, onlardaki değişimin ayırdına varıyor. Gözlemlerini sıfatlarla, betimlemelerle güçlendiriyor.

Bu arada toplumsal değişimi de gözlemliyor. Bireysel küçük mutluluklar, aşk ve yalnızlık..Büyük kentin yalnızlıkları, ikiyüzlülükleri , açmazları ve uçuklukları….Okuduğu şiirler de bu gözlemlerini destekliyor:

” Ne yıldızlar kaynaşır gökyüzünde,

Ne başucumda serviler.”

Yaşadığı bu olumsuzluklar onu derinden etkiliyor ve yaralıyor.

“Bir lambanın narin ve soluk ışığı gibi sönüyordu umutları.”

Katıldığı eylemlerden, çektiği çilelerden dolayı gençliğini yaşayamaz Kemal. Aşka bakışı bile ideolojiktir. Aşk nedir? sorusuna verdiği yanıttan anlayabiliyoruz bunu. Ona göre aşk; özveridir, toplumsal dayanışmadır, eşitçe paylaşımdır. Onun aradığı sevgili, mitinglerde en önde yürüyen, pankart taşıyan, slogan atan, işçi eylemlerinde grev gözcüsü olan biri olmalıydı.

Okul bitince bir fabrikada iş bulur Kemal. Muhasebe bölümünde işe başlar. Çalışkanlığı, bilgi ve donanımı, özgüveniyle işçilerden sorumlu bir konuma gelir. Yükselmiştir. İlk kez toplu sözleşme görüşmelerine katılır. Bir ikilem içine düşer. Emekten ve emekçiden yana mı olacaktı? Yoksa güçlüden yani işverenden yana mı?

Yıllarca savunduğu düşünceden ödün mü verecekti ?

Çözüm üretemedi. Kimden yana olacağını bilemedi. Bir yanda uğruna mücadele ettiği bir görüşü, öte yanda yaşamın gerçekleri ve düzenin çarkı vardı. Tarafsız kalınca kimseyi mutlu edemedi.

Derin düşüncelere daldı. Amaçları, düşleri, idealleri uçup gitmişti. Kendi yaşamını kuramayan bir kişi toplumsal düzeni nasıl değiştirecekti? Umutlarını, düşlerini, kaygılarını bırakarak kaçacaktı bu kentten. Bunca deneyim, bunca birikim bir işe yaramamıştı.

Haydarpaşa’dan bindi trene. Bir karanlık gecede ardına bakmadan ayrıldı bu kentten. Bir bilinmeze doğru ama yeni umutlara, yeni başlangıçlara yol alacaktı. Bir daha dönmemecesine ayrıldı  bu kentten. Gerçek yaşamdan koparak, uzaklaşarak..

Bu bir kaçış mıdır? Gerçeklerden, beklentilerden, düşlerden bir kaçış mı? Düşle gerçek arasında  çözümsüz kalmak mı? İsmet Ergin, bu romanda  kendisiyle hesaplaşmış. Bu iç hesaplaşmayı herkesin yapması gerektiğini düşünüyor.

Yalın bir dil, sürükleyici bir anlatım. Sıfatlarla, benzetme ve betimlemelerle süslemiş anlatımı. Kolay ve rahat okunuyor. Bir döneme tanıklık eden bu romanı herkesin okumasını dilerim.

Eline, yüreğine, kalemine sağlık değerli dostum.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?