“Virüs Oyunu İle Çin’e Diz Çöktürdüler!”

“Virüs Oyunu İle Çin’e Diz Çöktürdüler!”

“Corona’yı bize ABD getirdi!” Çin’i haftalardır yakan, 120 ülkeye sıçrayan Coronavirüsü ile ilgili 2 gün önce ortaya attığı iddiayı, 13 gün önce Bursa’da bir canlı yayında gerekçeleri ile birlikte gündeme getirildiği ortaya çıktı. Bursa’nın İşinsanı kimliği ile tanıdığı, Kent Konseyi’nin aktif genci Siyaset Bilimci Mehmet Emir Aksoy, Dünya’yı kasıp kavuran Korona virüsünün, ABD tarafından laborotuar ortamında üretilmiş “Biyolojik Bir Silah” olduğunu canlı yayında iddia etti.

“Virüs İle Çin Hapsedildi!”

Aksoy; “Geçtiğimiz haftalarda yapmış olduğumuz mülakatta Çin ve ABD arasındaki ticaret savaşlarını değerlendirmiştik. Şu anda yaşanan hadiselerin bir ticaret boyutu olduğunu söyleyerek konumuza başlamak istiyorum. Çin’in ‘’Bir Kuşak Bir Yol Projesi’’ ile denizden ve karadan tren yoluyla yapmış olduğu bağlantıyla ticari alanını 120 ülkeye genişletmek istemesiyle birlikte çok değerli bir projesi vardı.  2013 yılından itibaren bu proje için elinden gelen her şeyi yapacağını söyleyen Çin Devlet Başkanı Şi Cinging başka alanlarda saldırı beklerken bambaşka bir durumla karşılaştı. Bildiğiniz üzere geçtiğimiz haftalarda Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan corona virüsü Çin’in hem ticari hem sağlık alanını hem de dünya üzerindeki prestijini çok ciddi anlamda sarsmış oldu. Dünyada artık nükleer savaşın ötesinde bir savaş oluşmuş durumda. En önemli ağlardan bir tanesi de biyolojik silahlar. Ben corona virüsünün de bir biyolojik silah olduğunu düşünüyorum. Hatta 30 Ocak günü sosyal medya ağlarımda Çin’in ABD ile yaşadığı bu ticaret savaşlarında Çin’e karşı atılan çok büyük bir suikastten bahsetmiştim. Bu suikast de corona virüsüyle oluşan bir suikastti. Baktığınız zaman aslında ölüm sayısı çok fazla olmamakla beraber yarattığı panik ve korku endeksine çok iyi odaklanmamız gerekiyor. Çin’in gayri safi milli hasılasının yüzde 35’e yakın düşüşü, Çin üretim ağlarının yüzde 40’a yakın düşmesi, bununla beraber Çin’in dünya üzerinde yapmış olduğu ihracatın da sorgulanır hale gelmesi, Çin’e yapılan iş seyahatlerinin iptal edilmesi tamamiyle Çin’in ticaret ağlarını ciddi anlamda bozmuş ve Çin’in dünya devi olma iddiası bir süre askıya alınmıştır.” Dedi.

“Dijital Paraya Virüs Üzerinden Hazırlık”

Aksoy; “Bizim corona virüsü hakkında birçok parametreye bakmamız gerekiyor. Şu anda öncelikle ‘’Bir Kuşak Bir Yol Projesi’’ ile tren ağının gittiği ülkelere bakarsanız birçoğunda bu corona virüsü görülmüştür. Şimdi çok ilginç bir dönemle karşı karşıyayız. Siyaset biliminde bunu onlarca yıl sonra kitaplar halinde görebileceğimiz bir biyolojik silahtan bahsediyoruz. Çin’le beraber bu saldırıda en çok zarar gören ülkelerden bir tanesi de İran’dır. İran ile Çin’in 400 milyar dolarlık bir ticaret anlaşması vardı. Ve Çin’in ‘’Bir Kuşak Bir Yol Projesi’’nde önemli bir partneri olacak İran’da Devlet Başkan Yardımcısı dahil olmak üzere Sağlık Bakanı ve kabinedeki birçok kişinin corona virüsüne yakalandığını gördük. Fakat şunu sormak istiyorum: Bir virüs nasıl olur da Çin’den direkt olarak İran’a gelebilir? Çin’in komşu ülkeleri olan Kazakistan, Kırgızistan gibi ülkelerde bulunmuyor ama resmen İran’da ortaya çıkıyor. Devlet Başkanı, Başkan yardımcısı düzeyinde kişilerin bu virüsle adeta tehdit edildiğini görüyoruz. Geçtiğimiz haftalarda çok ilginç bir iddia ortaya atıldı. Corona virüsünün paralardan bulaştığı söylenmiş ve paranın hijyenik olup olmadığı tartışılmaya başlanmıştı. 2013 yılında Apple’ın CEO’su Steve Jobs ‘’Biz artık dijital paralara yöneleceğiz’’ demişti. Ve Amerikan sermayesinin o dönem içerisinde cüzdanımıza dahi ortak olabileceğine dair görüşler beyan etmiştik. Bu süreç içerisinde ABD çok pragmatist ve ofansif bir anlayışla dünya üzerindeki paraların dijital paraya çevrilmesi için bu virüsü bir propaganda malzemesi haline getirdi. 1945’li yıllarda ABD’nin hammadde olarak dolar-petrol ilişkisi vardı. Dolayısıyla dünya gücü olmasındaki en temel prensip dolar-hammadde ilişkisini dünya piyasalarında kabul ettirmesiydi. 21. yy’da bambaşka bir sürece doğru gidiyoruz. 2013 yılında blogcein dediğimiz bir anlayış ortaya çıktı. Şimdilik dünyada sadece doları kontrol eden ABD dünya üzerindeki bütün para birimlerini kontrol edebileceği altyapıyı zaten kendisi oluşturmuş durumda ve dünya üzerindeki tüm para birimlerini dijital olarak kendisi kontrol etme iddiasına sahip durumda.” Dedi.

“Hedefleri Aşılar Üzerinden Ekonomik Kazanç”

Aksoy; “Bu sürecin şöyle bir durumu da olacak: Sermayenin yüzde yüzünü kontrol etmek isteyen vahşi kapitalist bir ABD zihniyeti ortada. Corona virüsü ile Çin’in başta ihracat, ticaret dengesi bozulmuş, ‘’Bir Kuşak Bir Yol’’ iddialarından vurulmuş, bununla beraber dünya ülkelerini dijital para noktasında ikna edebilecek bir zihniyet kazanımı sağlamış ve aynı şekilde bunun insanlara karşı transhümanizm dediğimiz bir evreye doğru gideceğini de görüyoruz. Dünya nüfusunun 500 milyona düşürülmesi gibi iddialar söz konusu. Şu anda dünya üzerinde 7 milyarlık nüfusun yaratmış olduğu ciddi oranda ekonomik ve iktisadi baskı var. Bu konuda sanki daha önceden planlanmış evrelerin oluşabileceğini gösteren argümanlar elimizde. Dünya bambaşka bir noktaya evriliyor. Laboratuvarda yapılmış maliyeti aşağı yukarı 100 bin dolar olan bir virüsten bahsediyoruz. Bu sessiz silah olarak nitelendirilebilen bir virüstür. 2020’nin ilk çeyreğinde 250 bine yakın insan trafik kazalarında ölmüştür. Oysa bu mevcut virüsten 6 bine yakın kişi ölmüş fakat dünya üzerinde genel bir panik durumu söz konusu olmuştur. Dünya üzerinde yayılan bu korku imparatorluğu insanların ticaret ağı ile beraber sağlık ağında da farklı bir konuya evrilmiştir. Yıllık 13 trilyon dolar gayri hasılası olan Çin bunun yüzde 30’unu kaybetmesiyle beraber gelecek yıl bu sayının 8 trilyon dolara düşmesi söz konusu. Bununla beraber ABD ya da Kanada’da çıkarılacak aşıların ülkelerinde uygulanmasıyla belki birkaç trilyon dolar daha zarar etmesi söz konusu olabilecek. Bir taşla birden fazla taşın vurulduğu bir süreci yaşamaktayız. Biyolojik silah noktasında Türkiye Cumhuriyeti’nin oldukça kapsamlı araştırmalar yapması gerekmektedir. Bununla beraber siber savaşlar artık dünya üzerinde nükleer savaşların dahi geçersiz olabileceği, bilgisayar sistemleri üzerinden yapılabilecek provokatif durumlarla ülkelerde kaotik ortamların hazırlanabileceği hususlar haline dönüşmüştür. Ülkemize ve aziz milletimize en değerli tavsiyemiz öncelikle bu corona virüsünün bu kadar korku imparatorluğu haline dönüşmesine müsaade edilmemesidir. Bu gribin, soğuk algınlığı dediğimiz mikrobun birkaç tık daha ötesidir. Burada hedeflenen ülkeler içerisinde kaotik ortamlar oluşturmaktır. Ülkeleri korkuya, kaosa sürüklemek, ticaret ağlarının zayıflamasına sebep olmak durumuyla ülkeleri esir almak istenmektedir. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın ciddi bir çalışması vardır. Bunca hadiseye rağmen çok küçük görülen vakalar söz konusudur. Bu vakaların kesinlikle korkuya kaygıya ve insan iletişimine zarar vermemesi gerektiğini, dünya üzerinde defalarca kez görebileceğimiz bu ve buna benzer virüslerin de bir biyolojik silah unsuru olduğunu bilmemiz gerekiyor.” Dedi.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?