Köşe yazarımız Ali Yazır makalesinde; “İnsanlar unutarak kabul ederek vazgeçerek ya da işini Allah’a havale ederek sabreder. Ya da sabretmeyi bırakır kısasa kısas ile intikam alır. Bu durumlar, biz insanların bireysel bir tercih sebebidir. Kısas sırasında merhamet olmaz. Derdin varsa öyle sabret ki derdin sabrına hayran kalsın der büyükler. Aslında, sabrederken beklerken güzel kalabilmektir. Çünkü inanmışsan sana her an’ında, zaten her zorlukla beraber bir kolaylık müjdesi vardır. Yeterki pes etme.
Allah sabredenleri sevdiğini ve onlarla birlikte olduğunu tüm kitaplarında söyler. Sabreden nefsinin öfkesine, istek ve arzularına hakim olan demektir. Kendini disiplin ederek veyahut yaşadığı bazı hayat hikayeleriyle sabır yeteneği kazanmış ve o sabrı artık kendisinin ayrılmaz bir parçası haline getirmiş kimseye sabbar denir. Sabbar başına gelebilecek şeyleri, dünyanın tehlikelerini, zamanın karanlığını o düşünmez. İşine bakar. Dertleri ona ağır gelmez.
Şükür ve sabrımız dayanağımız olsun.”