Vergide adalet!

Vergide adalet!

Eğitim İş Sendikası Bursa Şubesi Şehreküstü meydanında basın açıklaması yaptı.

Eğitimiş Bursa: Vergide adalet istiyoruz

Açıklamada, ‘İnsanca yaşayacak ücret’ ve ‘Vergide adalet’ vurgusu yapıldı.

 

Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy şöyle konuştu;

Ekonomi bilimiyle zıtlaşarak uygulanan politikalar, kamu yararını hiçe sayan rant eksenli hamleler, milli üretimi baltalayıp dışarıdan tüketimi dayatan ve bu yüzden bizleri döviz kuruna endeksli yaşar hale getiren anlayış nedeniyle ülkece derin bir yoksulluğa sürüklenmiş durumdayız.

“İKİNCİ BİR ODADA LAMBA YAKMAK LÜKS OLDU”

Ülkemizde zengini daha zengin, orta sınıfı yoksul, yoksulu ise sefil hale getiren bu kaotik ekonomik tablo, emek cephesinin üzerine kara bir bulut gibi çökmüştür. Ülkenin çalışma yaşı grubundaki nüfusunun büyük bir kısmı düzenli bir iş bulamamakta, bir işte çalışanların çok büyük bir kısmı ise hayatını idame ettirecek insanca ücret alamamaktadır.

Kiraların birkaç yıl öncesinin ev taksiti fiyatlarına ulaştığı, halkın artık meyve/sebzeyi taneyle hatta yarım yarım aldığı, evde ikinci bir odada lambayı yakmanın bile lüks haline geldiği ülkemizde, hemen her şeyin fiyatı cep değil can yakar hale gelmişken eş-dost atamalarıyla arpalığa çevrilen ve yıllardır enflasyon oranını hayali rakamlarla açıklayan TÜİK yine bugün sahte enflasyon oranlarını açıklamıştır. TÜİK‘e göre Aralık ayında enflasyon 1.18 oranında gerçekleşmiştir.

İyi bir yalanın bile bir miktar gerçeğe dayanmak zorunda olduğundan habersiz olarak rakam açıklayan TÜİK‘i konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in araştırmaları da çürütmektedir. TÜİK yıllık gıda enflasyonunu yüzde 77,87 genel enflasyonu ise %64,2 olarak açıklarken, konfederasyonumuz yıllık gıda enflasyonunun yüzde 150,5 olduğunu halkın enflasyonu araştırmasıyla ortaya koymuştur.

“YOKSUNLUK HİSSİ ÇEKMEMEK İÇİN 4 KİŞİLİK BİR AİLENİN 26 BİN 124 LİRAYA İHTİYACI VAR”

Konfederasyonumuza göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için gereken aylık harcama tutarı Aralık ayında 9.056 liraya çıkmıştır. Yoksunluk hissi çekmeden yaşayabilmek için aynı ailenin ihtiyaç duyduğu miktar 26.124 liradır.

Ülkede ekonomik krizi, açlığı, yoksulluğu ve enflasyonu yok sayan AK Parti iktidarı ve TÜİK utanmasa bu ülkede enflasyon yok diyecek.
Simidin bile 6 lira olduğu bu ülkede yaşanan ağır sefalet öğrencilerimizin okula yarı aç gitmesine, velilerimizi de derin bir çaresizliğe sürüklemiştir.

Tüm işçi sınıfı gibi eğitim emekçileri için de bıçak kemiktedir.  100 yıllık Cumhuriyet tarihinde öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının bu dönem olduğu kadar sefalet bütçesine ve asgari ücrete mahkum edildiği başka bir dönem olmamıştır. Ortalama kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının üçte bir oranındadır. Bu ücretler eğitim emekçilerine, kamu emekçilerine hakarettir.

Elbette kamu emekçisi bu hakareti eden kadar ettireni de tanımakta, bilmektedir. Bu hakarette kamu emekçisine sefaleti reva gören iktidar kadar, ona çanak tutanların da payı büyüktür. Tarafsızlığını korumayarak, siyasi iktidardan aldığı emirle rakamlar üzerinde oynayan ve sahte enflasyon oranıyla aşımıza, ekmeğimize el koyulmasına alet olan TÜİK‘tir. Görüşme masasında emekçinin alın terini satan, sefalet zammı açıklandıktan sonra ise itiraz edermiş gibi görünen sendikalar da bu rezil tablonun ortağıdır. Hükümetin bile ancak yalanlarla şişirerek açıkladığı zammı paşa paşa kabul etmemişler gibi sürdürdükleri tiyatroya artık kendi üyeleri bile kanmamaktadır.

“EKONOMİK BUHRANA KARŞI SEÇİM ŞEKERLERİ DAĞITILIYOR”

Eğitim-İş olarak sefalet ücretlerinde imzası olan tüm aktörlere sesleniyoruz. Rezilliğinizden utanın! Kamu emekçisinin 1 yıllık emeğini masaya yatırıp ona tuvalet kağıdındaki artışın 35’te biri kadar bile zam alamayanlar, utanın! Bu sefalet zammını bir de başarı gibi yutturmaya çalışanlar, utanın! Bu zam üzerinden koltuk kavgasına düşenler, üyelerinden aldıkları aidatları sadece kendi konforları için kullananlar, utanın ve bilin ki tarih sizi tam da bu üç kağıtlarınızla yazacak. Şimdi de ülkenin içine sokulduğu ekonomik buhrana karşı halkın gösterdiği haklı tepkileri dindirmek için seçim şekerleri dağıtmaya başlayan iktidar, ufacık iyileştirmeleri devasa reformlar gibi ambalajlamaya devam etmektedir. Bunun en çarpıcı örneği ise müjde nidalarıyla açıklanan yeni gelir vergisi dilimleridir. Vergi dilimi tutarlarının Yeniden Değerleme Oranının (YDO) altında artırılması nedeniyle kamu emekçilerinin yılın başında ceplerine giren ücret birkaç ay içinde yine azalmaya başlayacaktır. Bu değişiklikle kamu emekçisinin maaşının sadece birkaç ay daha geç erimesi sağlanmış; yani soygun baki kalmış, oranı değiştirilmiştir. Müjde adı altında biz eğitim emekçilerine dayatılan şudur:

Bizler zaten açlık sınırının sadece biraz üstünde, yoksulluk sınırının yarısından bile az ücretler alırken,

Yüzde 90’ımız kredi kartı borcumuzu ödemekte, yüzde 91’imiz çocuklarımızın eğitim giderlerini karşılamakta zorlanırken,

Yüzde 62’mizin geliri, giderimizden az iken ve yüzde 92’imiz geçinmek için ek işler arıyorken,

Durdurulamayan döviz kuru, asgari ücret zammının piyasalara yansıması gibi etkenler nedeniyle tüm mal ve hizmetlerin fiyatının günaşırı artacağı ortadayken,

Kalantor iş insanlarının, yandaş müteahhitlerin, ihale vurguncularının vergi borçları düzenli olarak silinip, kamu bankaları onlar için seferber ediliyorken, Yöneticiler, bizlere ”gel senin şu gelirinden dilim dilim gelir vergisi alalım. Ama korkma, zaten senin bir üst dilime geçecek kadar para kazanmana müsaade etmeyeceğim için senin dilimin bu” demektedir.

“VERGİ DİLİMİ YÜZDE 15’TE SABİTLENMELİDİR”

Sözde yetkili sarı sendikaların memnuniyet ve pişkinlikle karşıladıkları vergi adaletsizliğinin iç yüzü budur. Yeni vergi diliminde müjde değil ölçeği düşürülmüş soygun vardır! Bu soygunu kabul etmiyoruz. Tüm kamu çalışanları için vergi dilimi yüzde 15’te acilen sabitlenmelidir.

Emeğin onuru, emekçinin hakkı için mücadele eden Eğitim-İş olarak; İnsanca yaşamak için tüm eğitim emekçilerinin maaşlarına yüzde yüz zam, vergide adalet istiyoruz.

İnsanca çalışma koşulları ve insanlık onuruna yakışır ücret haktır. Memuru, işçiyi, emekliyi açlığa sefalete mahkum eden AKP iktidarını ve yandaşlarını uyarıyoruz! Halkın yoksullaştığı, iktidar ve yandaşlarının zenginleştiği düzene sessiz kalmayacağız.

Biz emekçiler, halkı kandıranları, halkın sofrasındaki ekmeği, zeytini çalanları, halkın ulaşım hakkını, çocuklarının eğitim hakkını, sağlık hakkını gasp edenleri, iktidar borazancılığından tetikçiliğinden öteye geçmeyenleri asla unutmayacağız.

Kamu emekçilerini ve yurttaşları açlığa, sefalete mahkum eden enflasyon oranını ve yüzde 25 zammı kabul etmiyoruz. Kamu çalışanlarını, yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm eden AKP iktidarının uyguladığı emek karşıtı politikalar karşısında, tüm emek örgütlerinin mücadele alanını genişleterek ortak tavır almaya çağırıyoruz. Ekmeğimizi AK Parti ve TÜİK değil mücadelemiz belirleyecek!

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?