“Son yıllarda ülkemizin siyasal yaşamında gündeme sıkça gelen bir sözcük oldu yüzleşmek. Pekçok politikacı, yazar, yorumcu , ülkemizin sorunlarla, kitlelerle ya da kişilerle yüzleşmesinden söz eder oldu. Neredeyse siyasetin ana gündemine oturdu. Kimileri, yüzleşmenin gerekliliğini savunurken kimileri de ” Nereden çıktı bu? Ne yüzleşmesi? ” diye soruyor.

İlginç bir konuma gelen bu yüzleşme olayı, nedir, nasıl bir şeydir, neleri kapsar, nasıl yapılır, ne işe yarar?

Dilimizin en güzel sözcüklerinden biridir yüzleşmek. TDK sözlüğü şu tanımlamaları yapmış:

1- Bir olayı savlayanla yadsıyan kişilerin yüzyüze gelerek sözlerini yinelemesi.

2- Yüzyüze gelmek.

3- Ayırdına varmak, iyice anlamak.

Yaygın anlamı ilk tümcede tanımlanan biçimidir. Bir olayla , bir yaşanmışlıkla ilgili iki kişinin ( savlayanla yadsıyanın) yüz yüze, karşı karşıya gelmesidir. Birbirlerinin yüzlerine özellikle gözlerinin içine bakarak görüşmesidir. Amaç gerçeği aramak , doğruyu bulmaktır. Çünkü gözler yalan söylemez. Gözlerimiz, duygularımızı ele verir. Karşımızdakinin gözlerinin içine bakarak yalan söylemek zordur. Yalan söylediğini düşündüğümüz birine ” gözlerimin içine bakarak konuş ” deriz. Duyguları yansıttığı , gerçeği ortaya çıkardığı gibi iki kişi arasında bağ kurmaya da yarar.

Günümüzde bu sözcük yerine

“geçmişle hesaplaşma” kullanılmaktadır. Geçmişle hesaplaşmanın kendimizle yüzleşmeden daha anlamlı olduğu düşünüldüğünden belki de. Son günlerde bu sözcüğün yerine ” helalleşme” de kullanılır oldu.

Yüzleşme, hesaplaşma ya da helalleşme. Hangisi kullanılırsa kullanılsın ortak amaca hizmet ederler. Gerçeklerin açığa çıkarılması ve geçmişle barışma; çatışmanın barışçıl biçimde çözümlenmesi ve sosyal adaletin sağlanması.

Yüzleşme süreci, demokratikleşme süreciyle iç içedir. Demokratikleşmeden yüzleşemeyiz, yüzleşmeden demokratikleşemeyiz. O nedenle gerçek demokrasiyi kurmak, demokratikleşmek, demokrasi ile yönetilmek , yüzleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır.

Demokratikleşme mücadelesi, tüm siyasal partilerin, Sivil Toplum Kuruluşlarının ortak amacı ve hedefi olmalıdır. Çağdaşlaşmanın ve uygarlaşmanın yolu da demokrasiden geçer.

Yolumuz açık ve aydınlık olsun.”