Balık sezonun açıldığı 1 Eylül ile birlikte müsilajın balıkçılığa ne kadar zarar verdiğini göreceğiz

Balık sezonun açıldığı 1 Eylül ile birlikte müsilajın balıkçılığa ne kadar zarar verdiğini göreceğiz

Marmara Denizi’nde yaşanan kirlilik balık tüketimi konusunda panik yarattı. Prof. Dr. Nuray Erkan, “Müsilajdan dolayı çoğu balıkçı av sezonunu erken kapattı. Balık sezonun açıldığı 1 Eylül ile birlikte müsilajın balıkçılığa ne kadar zarar verdiğini göreceğiz” dedi.Maramara Denizi’nde görülen müsilaj korku yaratmaya devam etti, bunların başında da balık tüketimi geliyor.  İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Gıda Güvenliği Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Nuray Erkan yanıtladı: “Müsilajdan dolayı çoğu balıkçı av sezonunu  beklenenden erken kapatmak zorunda kaldı. Müsilaj yapışkan yapısından dolayı ortamda yeterli oksijen girişini engelleyerek deniz canlılarının yaşamını olumsuz etkiliyor. Hem deniz dibindeki fauna ve floranın yaşamına hem de balık, yumurta ve larvaların gelişimine olumsuz yönde etki ediyor. Balık sezonunun açıldığı 1 Eylül ile birlikte müsilajın genel olarak balıkçılığa ne kadar zarar verdiğini hep birlikte göreceğiz. Umudumuz bol balıklı bereketli bir sezon olması.” şeklinde konuştu.

“Ayda bir kez bir porsiyonu geçmemeli”

Prof. Dr. Nuray Erkan, deniz ürünlerinin tüketilmesi konusunda “Dip balıkları ve midye gibi kabuklu su ürünleri hareket kabiliyetleri sınırlı olduğu için ortamda ağır metal gibi kimyasal kirleticiler varsa daha risklidir. Özellikle sanayi atıklarının deşarj edildiği bölgelerde kaçak midye avcılığı yapılmakta. Kaçak midye ve kabuklu avcılığı yapılan ürünlerin hiçbir şekilde tüketimi doğru değil. Normal koşullarda temiz su kaynaklarından yapılan avcılık ürünleri ve kontrollü koşullarda üretimi yapılan akuakültür ürünleri için haftada bir porsiyon bu yaklaşık 200-300 gr olarak tüketimi uygundur. Ancak hamileler, emzirenler, yaşlılar, çocuklar ve düşük bağışıklığa sahip bireyler için ton balığı gibi yaşam ömrü uzun balıkların, dip balıklarının ve kabukluların tüketiminde ayda bir kez bir porsiyon geçilmemeli.” dedi.

İyi yıkama ve pişirme

Prof. Dr. Erkan, “Mevcut olan türler genelde çipura, levrek, alabalık, somon gibi akuakültür balıkları, Karadeniz ve diğer sulardan gelen belli birkaç balık. Bunun dışında olta ile avcılıktan gelen türler var. Bu balıklarda da tazeliğine, temiz koşullarda satılmasına ve hijyenik olarak hazırlanmasına dikkat etmek gerekir. Mutlaka iç organlarını ve solungaçlarını çıkartıp temiz suda yıkayarak iyi bir pişirme işlemi uygulanması gerekir”  ifadelerini kullandı.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?