Alpaslan Yıldız: ‘’Temiz Siyaseti Getirmek İstiyoruz’’

Alpaslan Yıldız: ‘’Temiz Siyaseti Getirmek İstiyoruz’’

Gelecek Partisi Bursa İl Başkanı Alpaslan Yıldız gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Gelecek Partisi hakkında konuşan Alpaslan Yıldız Afyonkarahisar’daki seçim, vatandaşların sorunları, esnafın durumu, denizdeki müsilaj sorunu, ekonomik sıkıntılar gibi ülke gündemindeki konulara değindi.

Afyonkarahisar’daki seçim hakkında konuşan Alpaslan Yıldız ‘’Hepinizin bildiği gibi Afyonkarahisar’ın güney beldesinde bir seçim yapıldı. Orası önceden beldeymiş. Nüfusu 2 binden aşağı indiği için köy statüsüne dönüşmüş. Daha sonra nüfus artışıyla beraber civardaki bir köyü de oraya bağlayarak oranın yeniden belde olması sağlanmış. Orada yaklaşık 20 partinin seçimlere katılma hakkı olmasına rağmen sadece sekiz parti orada aday gösterebildi. Bunlardan birisi de Gelecek Partisi’dir. Seçimlere katıldık. Daha önceden Gelecek Partisi’nin seçimlere katılamayacağı ile ilgili birtakım söylentiler oluşmuştu. Yüksek Seçim Kurulu bu konuyla ilgili kararını açıkladı ve Gelecek Partisi seçimlere katılma hakkı kazandı. Bizim seçimlere katılmamızla birlikte orada yaklaşık bir buçuk aylık bir çalışma vardı. Seçimleri takip eden genel başkan yardımcılarımız ve çevre illerin değerli il başkanları da seçimleri izlemek aynı zamanda da moral desteği için katıldılar. Biz Bursa olarak 2-3 kez gittik, seçimleri izlemek için de oradaydık. Gelecek Partisi’nin çalışmasıyla birlikte orada banko görünen seçimle ilgili atmosfer bir anda değişti ve oraya bakan akını olmaya başladı. Son bir hafta içerisinde toplam dört bakan ziyaret etmiş orayı. Sayın İçişleri Bakanı da orada miting yaptı. Toplam seçmen sayısı bin 830 civarında. Bin 606 oy kullanılmış. Orada maalesef şunu yaşadık: orada iki okul var. Birinde yedi sandık diğerinde bir sandık var. Yedi sandıklı okulun girişinde daha hiçbir olay olmadığı, bir problem olmadığı halde bir düzine jandarma girişte duruyordu. Bu güvenlik tedbirleri adı altında yapılıyordur ama bu bize göre seçmen üzerinde psikolojik bir baskı yapmaktır. Dolayısıyla bu bizi endişelendirdi ve bunun gölgesinde orada seçim yapıldı. Orada bazı olaylarla ilgili yükselen itirazlar neticesinde bizim sandık müşahitlerimiz vardı orada. Orada gerekli itirazlar bizim hukukçularımız aracılığıyla yapıldı ve düzeltildi. Her seçimde yaşanabilir bunlar fakat bizim sandık müşahitlerimize ve oradaki görevli arkadaşlarımıza fiziki bir müdahale oldu. Koridorlardan çıkartılmak istendiler. Bir gençlik kolları başkanımızın aynı zamanda da sandık müşahidi olan arkadaşımızın tartaklanması ve üzerine onlarca insanın çullanması hoş bir durum olmadı. Bu tabloya rağmen biz yine sükuneti sağladık orada. Böyle bir seçim yaşandı. Seçimlerin sonucu en başında belliydi zaten. Seçim maalesef bu arzu edilmeyen görüntüler altında gerçekleşti. Halk üzerinde büyük bir baskı oluşturuldu. Birtakım iddialar da vardı orada. Vaatlerin dışında maddi boyutta sağlanan imkanlar zaten o bölgedeki insanların ifade ettiği konular. Bu seçim sonunda çıkartılması gereken dersler var. Hukukun üstünlüğü, hukuk hepimize lazım. Ben oradaki tablo karşısında endişelendim. Oraya giden birisi o tabloyu gördüğü zaman baskı altında hissediyor kendini. Buradan farklı bir tablo çıkarsa biz buradan hizmet alamayacağız gibi ya da çok zor günler yaşayacağız gibi bir imaj oluşturulmaya çalışılıyor. Bu konuda bu eleştirileri getirmek istiyorum özellikle.’’ dedi.

‘’Vatandaşlarımız bizi zamanla daha iyi anlayacak’’

Alpaslan Yıldız ‘’Biz bu seçimde şunu gösterdik: sandıkların güvenliği için her sandığa üç ile beş arasında arkadaşımızı müşahit olarak görevlendirdik.  Sandıklara sonuna kadar sahip çıktık. Diğer partilerin de hakkını koruduk. Aslında seçmenimizin hakkını koruduk. Seçim sonuçlarının güvenli bir şekilde oluşması için görevimizi yaptık. Vatandaşlarımızın hiç endişe etmesine gerek yok. Bundan sonraki seçimlerde de biz Gelecek Partisi olarak sandıkların güvenliği konusunda garantiyiz. Aynı şekilde diğer partiler de bunun garantisidir. Vatandaşlarımızın eleştirilerine saygı duyuyorum, bir kısmı duygusal tepkiler veriyorlar siyaset geçmişimizden dolayı oradaydınız buraya neden geçtiniz şeklinde. Bu daha çok Genel Başkanımız için söyleniyor. Teşkilatlarımızda da benzer tepkiler vardır. Bunu anlıyoruz. İnsan değer verdiği kişilerin yerinde kalmasını arzu eder. Bu doğaldır fakat bunun sebeplerini sayın Genel Başkanımız defalarca anlattı. Partiler kurulurken amaçları bellidir: yolsuzlukla mücadele, yasaklarla mücadele gibi konular vardır. Hukukun üstünlüğü, insan hakları, demokrasi gibi herkesin istediği konular vardır. Geldiğimiz noktada bu değerler kaybolmaya başladığı için bir siyasi parti kurulumu ihtiyaç olmuştu ve biz bu noktada yerimizi aldık. Sayın Genel Başkanımız Başbakanlık yapmış, Dışişleri Bakanlığı yapmış, Başbakanlık başdanışmanlığı yapmış, ondan fazla kitap yazmış, 3-4 tane yabancı dil bilen çok donanımlı bir genel başkan. Böyle bir başkanın da herhalde macera olsun diye bir siyasi parti kuruması söz konusu değildir değil mi? O süreç 3-4 yıl devam etti ama değişen bir şey olmadığı için Genel Başkanımız ve arkadaşları Gelecek Partisi’ni kurdu. Vatandaşlarımız bizi zamanla daha iyi anlayacak. Sayın İçişleri Bakanı’nın televizyon programında sayın Genel Başkanımızla ilgili nasıl bir kumpas içinde olunduğuyla ilgili kendi ifadeleri var. Dolayısıyla milletimiz her şeyin farkında. Biz biraz daha sabırlı olalım sadece. Gelecek Partisi’nin bir tek amacı var: Türkiye’de temiz siyaseti getirmek istiyoruz. Bunu sağlamak istiyoruz. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi getirmek istiyoruz. Kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğünü istiyoruz. Yani tam bir demokrasi olsun istiyoruz. Bunlar olursa hangi parti iktidara gelirse gelsin hiçbir problem olmaz. Gelecek Partisi’nin hedefi budur: temiz toplum, temiz siyaset ve Türkiye’nin kaynaklarının artık israf edilmediği iyi ekonomi ve hukukun üstünlüğünü sağlamak. Bu da güçlendirilmiş parlamenter sistemle olabilecek bir çalışmadır. Amacımız budur. Bu konuda maalesef ana akım medya yeterli desteği vermiyor ama biz Bursa’da sesimizi duyurabiliyoruz. Biz ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden Tüm Türkiye’de sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Ayrıca bizim yıllardır anlattığımız, anlatmaya çalıştığımız ama ulusal kanallarda görünmek istenmeyen birçok olayların da son bir aydır gündemi belirleyen bir şahıs tarafından zaten kamuoyu bilgilendiriliyor. Burada çok ciddi iddialar var. Bu iddialar doğrudur, yanlıştır deme hakkını biz kendimizde görmüyoruz ama bu ciddi iddiaların araştırılması gerekir, savcılık soruşturması yapılması gerekir. Bu iddiaların araştırılması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi lazım. Bunlar önümüzdeki günlerde açığa çıkacaktır diye düşünüyorum. Aksi takdirde bu iddia edilen isimler zan altında kalacaktır. Biz Gelecek Partisi olarak bu yanlışların ve iddiaların sonuna kadar takipçisi olmak istiyoruz ve bunların aydınlatılması için sürekli kamuoyu oluşturacağız.’’ ifadelerini kullandı.

128 Milyar Dolar Nerede?

Alpaslan Yıldız ‘’128 milyar dolar meselesi birkaç aydır gündemde. Korkunç bir rakam, çok büyük bir para. Bununla ilgili muhalefet basit bir soru sordu: 128 milyar dolar nerede? Bazı cevaplar verildi ama konunun muhatapları cevap veriyormuş gibi yapıp konuyu amacından saptırıyorlar. Buna şu an tatmin edici bir cevap verilmediği için kamuoyunda sürekli gündeme geliyor. 128 milyar dolar nerede? Siz de dersiniz ki bu 128 milyar doların şu kadarını şuraya harcadık, şu kadarını buraya harcadık, şöyle yaptık dersiniz. Muhalefet de bakar tatmin olursa tamam der. Tatmin olmazsa bir soru daha sorar ona cevap verirsiniz. Fakat bunu örterek, halının altına süpürerek bu işler çözülmez. Muhalefet burada haklı. Bu vatandaşın parası. Dolayısıyla bunun hesabını sormak hakkımızdır. Kamuoyundaki endişe şu: kur farklarından dolayı birilerine rant sağlanma endişesi var, devletin zarara uğratıldığı konusunda endişeler var. Dolayısıyla bu konuyla ilgili kamuoyunun tam bir ikna edilmesi lazım. Eğer endişe ettiğiniz bir durum yoksa anlatırsınız, vatandaş da ikna olur. Ayda on bin dolar alan siyasetçiyle ilgili iddiaları sayın İçişleri Bakanı da bir televizyon programına ifade etti. İçişleri Bakanı on bin dolar alan siyasetçiyle ilgili bilgilerim var, savcılar sorarsa cevap vereceğim dedi. Bu açıklama bütün siyasi partilerdeki bütün siyasileri zan altında bırakan bir açıklamadır. Bunun açıklanması ve bu şahıs kimse onunla ilgili gereğinin yapılması gerekir. Kamuoyunun beklediği budur. ‘’ ifadelerini kullandı.

Denizdeki Müsilaj Sorunu

Alpaslan Yıldız ‘’Bu konu üç aydır Türkiye’nin gündeminde. Biz konunun uzmanı değiliz ama takip ediyoruz. Üç aydır gündemde olan müsilaj sorunuyla ilgili sadece önceki gün gerçek anlamda bir toplantı yapıldı.  Üç ay niçin zaman kaybettik biz?  Eskiden çevre bakanlığı vardı, şimdi çevre ve şehircilik bakanlığı oldu. Bu birleşmeden sonra çevre unutuldu, sadece şehir kısmı, mimar kısmı, beton kısmı yani büyük projelerle ilgili kısımlar hatırlanıyor. Ama eğer çevreyi koruyamazsak bu şehirlerde de yaşamamız imkansız hale gelecek. Bu deniz salyasıyla ilgili acil çözüm üretilmesi lazım ama çözüm sadece denizlerin kıyılarını temizleyerek olmaz. Onun kaynağına inmek lazım. Denizlerimiz kirletiliyor belli ki. Denize akıtılan atık suların filtreden geçirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu süreç devam edecek. Karadeniz’de de görülmeye başlandı, Ege’de de görülmeye başlandı, yarın diğer bölgelerde de görülmeye başlanacak. Dolayısıyla buna önlem alınması lazım. Bu siyasi değildir, çevre konusu tüm ülkenin konusudur.  Bütün siyasi partilerin buna el atması ve çevre kirliliğine önlem almamız lazım.’’ dedi.

Esnafın Durumu

Alpaslan Yıldız ‘’Esnaf konusu başlı başına bir dram açıkçası. Biz yaklaşık altı aydır sahalarda bu konuyu işledik. Çok fazla esnaflarımızı ziyaret ettik, yine de ediyoruz. Esnaflarımız ülkemizin kılcal damarlarıdır. Esnaflarımızın sorunlarının başında bu kapanma döneminde kapandılar, iş yapamadılar, çok mağdur oldular. Biz bunu onlarca kez dile getirdik. Nihayet bu kısıtlamalarda bir gevşeme oldu. Bu da bir adım tabii ki ama yeterli değil. 21.00 saati yeterli bir saat değil. Tam iş yapacakları saat. Esnaflar 21.00 saatinin onlara daha büyük bir maliyet getirdiğini dile getiriyor. Çünkü eskiden 22.00-23.00’a kadar çalıştıkları gibi personelini istihdam etmek zorunda kaldıklarını söylüyorlar. Yani yapılan iş aynı iş. Yani düşünün on kişilik yemek yapıyorsunuz ama o yemekten sadece iki kişi yararlanıyor. Bu saat meselesini iktidar partisinin milletvekilleri takip edebilir. En azından Bursa milletvekilleri olarak esnafın sorunlarına sahip çıksınlar. Desinler ki: 21.00 yeterli değil bunu en azından 22.00-23.00’e çıkartalım.  Hafta sonu en azından yapılabilir bu. Bu virüs saatle çalışan bir virüs mü? Bütün esnaf kardeşlerimiz bütün kısıtlamalara uyuyorlar. Bu saati kaldıralım buna gerek yok. Aşı konusunda son zamanlarda bir rahatlama oldu. Ben buradan teşekkür ediyorum ilgililere. Bizim tedbirlerin en başında aşılamayı hızlandırmamız lazım. Bunlarla beraber bu süreci daha rahat atlatırız ama esnaflarımıza yaşam hakkı vermemiz lazım. Aksi takdirde dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey olamaz. Avrupa’da esnaflara çok büyük destekler verildi. Bizde böyle bir destek olmadı. Bizim esnafımız en çok sıkıntıyı yaşayanlar olmasına rağmen maalesef iktidar bunun farkında değil. Esnafımızı daha fazla üzmeye hiç kimsenin hakkı yok. Biraz esnafımızın işlerini kolaylaştıralım. Esnafımız kredi almak istiyorlar. Bunlarla ilgili kırk dereden su getiriliyor bankalar veya ilgililer tarafından. Esnafın her şeyi varsa krediye ihtiyacı olmaz ki zaten. Banka bir yıllık bilanço istiyor. Bankaya bir yıllık bilanço götüren esnafımızda ne olabilir ki? 10-12 aydır kapalı olan esnafın bilançosunda bir hareket olur mu?  Bunların dikkate alınmadan esnaflarımıza destek verilmesi lazım. Hibe desteği verilmesi lazım.’’ Dedi.

Vatandaşların Sorunları

Alpaslan Yıldız ‘’Vatandaşlarımızın morali çok bozuk. Son derece morali bozuk bir vatandaş kitlesi var. Adeta umutları yıkılmış. Gençlerimiz gelecek endişesi taşıyorlar. İş bulamıyoruz diyorlar. Ekonominin durumu ortada. Birçok gencimiz bu ülkede iş bulamıyorum yurt dışına gideceğim diyor. Zaten beyin göçü başlamış.  Bizim bu beyin göçünü önlememiz lazım. Vatandaşlarımızın umutlarının kırılmaması gerekiyor. Bu da demokrasi, insan hakları, temel hak ve hürriyetler, hukukun üstünlüğüyle olabilecek.  Hukukla ilgili sorunlar oluşmaya başladı. İnsanların hukuka olan güveni azalmaya başladı. İlginç bir toplum olduk. Buradan çıkmamız gerekiyor. Siyasetçilerin buna örnek olması gerekiyor. Biz bu konuda kararlıyız. Türkiye’de bazı şeylerin değişmesi gerekiyor. Tencere kaynamıyor. Ekonomi nasıl düzelecek? Biz nasıl eskisi gibi rahat ve refah içerisinde yaşayacağız?  Siftah yapmadan kapanan dükkanlar var. İşini kaybeden insanlar var. İntihar eden esnaflarımız var. Çok üzücü bunlar. Gerçekten kahreden görüntüler.  Bir insan niye bunu yapar? Bütün umudunu kaybetmiştir, tükenmiştir artık o kişi. Dolayısıyla bizim büyük müteahhitlere, büyük holdinglere daha çok para kazandırmak yerine biraz vatandaşlarımızı düşünelim. Yoksul vatandaşları düşünelim. Onlara biraz daha kaynak aktaralım.  Bütün bunlara rağmen enseyi karartmamak lazım. Moralimizi bozmayacağız. Bu ülke hepimizin. Hiçbir siyasi parti vazgeçilmez değildir. Aziz milletimiz birçok siyasi partiyi tasfiye etmiştir. İktidar partisi hatalar yapmaya başladı ve hatalarda ısrar ediyorlar. Bakın genç işsizlik %34’e çıkmış. Enflasyon oranlarını konuşmadık bile. %19 faiz olabilir mi bir ülkede? En faizci hükümet bu o zaman. Niye %19 faizi %5’lere, %4’lere indirmiyoruz? Merkez Bankası faizi %19. Bugün bir işadamı, bir esnaf bu faiz oranlarıyla nasıl iş yapacak?  Dolayısıyla bunlara önlem almamız lazım. Bu faiz oranlarının düşürülmesi lazım.’’ şeklinde konuştu.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?