İki imama Bursa’dan suç duyurusu!

İki imama Bursa’dan suç duyurusu!

Bursa Barosu, imam Mustafa Demirkıran hakkında “Atatürk’ün hatırasına hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, kişinin hatırasına hakaret, görevi kötüye kullanma, din hizmetlerini kötüye kullanma”; Düzce Akçakoca Müftüsü Şaban Soytekinoğlu hakkında da “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik, görevi kötüye kullanma, din hizmetlerini kötüye kullanma, ayrımcılık ve nefret” suçlamalarıyla ayrı ayrı suç duyurusunda bulundu.

28 Mayıs 2021 tarihinde Ayasofya’da gerçekleşen “Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi” programında konuşan imam Mustafa Demirkan konuşmasında “Bu ve bu gibi mabedler, mabed olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze haline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kafir kim olabilir… Yarabbi bir daha bu zihniyetin bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma…” demişti.

Bursa Barosu‘nun suç duyurusunda “Sözlerin Ayasofya Camii’ndeki bir program sırasında Ayasofya Camii‘nin müzeye çevrilmesi ile ilgili söylendiği tartışmasızdır. Bu suretle, açıkça Ayasofya Camii’nin müze olarak kullanılması ile ilgili kararı veren şahıslara, ‘zalim ve kafir’ denilmiştir. Ayasofya, Mustafa Kemal Atatürk‘ün de imzasının bulunduğu 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülmüştür. Bilinmektedir ki Mustafa Kemal Atatürk, ilgili tarihte Cumhurbaşkanı’dır. Ayasofya Camii’nin müzeye dönüştürülmesi kararı da Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı ile verilmiştir. Ayasoyfa Camii’nin müzeye çevrilmesi ile ilgili sözleri ile şüphelinin kimi hedef aldığı tartışmasız şekilde ortadadır. Ancak şüphelinin, irticai kesimleri oldukça memnun eden ve nerede ise yüzyıllık hesaplaşma konusu yapılan bu mesele ile ilgili sözlerinin arkasında durabileceği kanaatinde değiliz. Şüphelinin Atatürk’ü hedef almadığını savunması, güçlü bir ihtimaldir. Ancak, Ayasoyfa Camii’nde “bu ve bu gibi mabedler” ifadesi kullanılarak, çok açık bir şekilde Atatürk hedef alınmıştır. Temennimiz ülkenin kurucusuna karşı bu ifadeleri kullanan bu tip kişilerin, devlet düzeni ve devlet aklıyla alay edebilecek muhtemel bu tip savunmalarına itibar edilmemesidir. Şüphelinin sözleri, Cumhurbaşkanı’nın katıldığı bir törende ve sembolik değeri herkesçe bilinen Ayasofya Camii’nde söylemesi tesadüfi değildir. Toplumda infial oluşmuştur. En zalim, en kafir, bir daha asla yönetime gelmesin denilen kişi ülkenin kurucu lideri ve kahramanıdır. Söylenen sözler, halkın neredeyse tamamını derinden etkilemiştir” denildi.

Akçakoca Müftüsü Şaban Soytekinoğlu da, cuma vaazında “Yüzde 90’ı Selanik göçmeni ve sabetayist. Ne demek sabetayist? Müslümanlığa girmiş gözüken Yahudiler. Aslında Müslüman değil. Onun için bunlar dünyanın neresinde olursa olsun, şu an ses çıkarmadıklarına bakmayın, hatta şunu da söyleyeyim İstanbul’da Gezi olaylarında otellerinde insanları barındıran kimdi? Gene Yahudilerdi. Şu an bir şirketin bir takımın da başkanı, dolayısı ile bunlar gücü kuvveti eline geçirdiğinde seni de aynısını yaparlar” demişti.

 

Bursa Barosu, Soytekinoğlu hakkındaki suç duyurusu dilekçesinde ise şöyle denildi:

“Birçok din görevlisinin, sistematik şekilde siyasete bulaşmaları ve bulundukları din görevinin vermiş olduğu gücü ve yetkiyi kötüye kullanarak, halk arasındaki huzur ve sükunu bozmaya çalıştıkları yönünde çok ciddi emareler ortaya çıkmaya başlamıştır. İmamların vaaza, kılıç ile çıktıkları görülmeye başlanmış, Mustafa Kemal Atatürk’e alenen vaaz sırasında hakaret etmeleri olağan hale gelmeye başlamıştır.  Bu çok tehlikeli ve sakıncalıdır. Bu tip olaylarda yargısal mekanizmaların resen görevlerini yerine getirmeleri gerekir.  İmam hatiplik mesleği, başka dinlerin, siyasi fikirlerin aşağılanma kurumları değil, camiler de farklı dinlerin ve siyasi fikirlerin aşağılanma ve eleştirilme yeri değil, tam aksine herkesin huzur ve dayanışma bulmak amacı ile başvuracağı yerler olmalıdır. %90’ı Selanik göçmeni ve Sabetayist ifadesi ile Selanik göçmeni olan ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef alınmak istendiği yönünde şüphenin de açılacak soruşturma ile açıklığa kavuşturulması gerekir.”

Bursa Barosu, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, görevi kötüye kullanma, din hizmetlerini kötüye kullanma ve ayrımcılık ve nefret suçları yönünden ve Cumhuriyet savcılığınca resen göz önüne alınacak nedenlerle tahkikat yapılarak şüpheli hakkında kamu davası açılmasını talep etti.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?