İnsanlara bulaşan iki yeni koronavirüs bulundu

İnsanlara bulaşan iki yeni koronavirüs bulundu

Bilim insanları, hayvanlardan insanlara bulaşan iki yeni tip koronavirüs keşfetti. Bu türlerin hastalığa sebep olduğuna ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmadı.

Bilim insanları, hayvanlardan insanlara bulaşan iki yeni tip koronavirüs keşfetti, ancak bu yeni iki türün hastalığa sebep olduğuna ilişkin herhangi bir bulguya rastlanılmadı. Araştırmalardan biri, domuzların bu virüslerden birinin taşıyıcısı olduğunu gösterirken bir diğer araştırma ise diğer virüsün muhtemelen köpeklerden evrildiğini öne sürüyor. İlk kez köpek kaynaklı bir koronavirüs insanları enfekte etmiş olabilir.

Her iki çalışmada da yer almamış, North Carolina Üniversitesinden Virolog Ralph Baric, konuyla ilgili Science dergisine şu yorumu yaptı: “Bu araştırma, türler arası (koronavirüs) bulaşma sıklığı ve insandan insana yayılma potansiyeliyle ilgili önemli soruların cevaplanması için çok daha fazla araştırılma yapılması gerektiğini gözler önüne seriyor.”

Klinik Bulaşıcı Hastalıklar’da 20 Mayıs’ta yayımlanan köpek araştırması, Duke Üniversitesinde bulaşıcı hastalıklar epidemiyoloğu olan Gregory Gray’in pandeminin ilk dönemlerinde aklına takılan bir soru ile başladı. Gray’in aklına takılan soru, halihazırda insanlara bulaşan ve bir gün salgınlara neden olabilecek başka koronavirüslerin olup olmadığıydı. İşte bu sebeple, yapılan araştırmanın ortak yazarlarından biri olan, yüksek lisans öğrencilerinden Leshan Xiu’dan sadece Kovid-19 için değil, geçmişte fark edilmemiş koronavirüsleri de ortaya çıkarabilecek bir test tasarlamasını istedi.

Araştırma grubu, teşhis koymak için Malezya Borneo’daki zatürre hastalarından alınan 300’den fazla burun sürüntü örneğini kullandı. Science dergisine göre, 7’si çocuk 8 kişinin bu yeni koronavirüse maruz kaldığı belirlendi. Grey ise ABD menşeli bir bağımsız haber radyosu olan NPR’ye verdiği demeçte, daha önce fark edilmemiş bu virüs için “Bu oldukça yüksek bir yaygınlık” ve “olağanüstü” ifadelerini kullandı.

Gray, virüsün örneklerini Ohio Devlet Üniversitesinde hayvan koronavirüsleri alanında uzman olan Anastasia Vlasovia’ya gönderdi. Vlasovia, virüsün aslında bir birleşim olduğunu ve genomunun bir kısmının kedi koronavirüsü ile eşleşirken diğer kısmının domuz koronavirüsüne benzediğini keşfetti. Ancak genomunun büyük kısmı, daha önce köpeklerden izole edilmiş olan iki koronavirüse çok benziyordu ve Vlasovia virüsü, kedi hücre kültürlerinde yetiştirmeyi başardı. NPR’ye verdiği demeçte Vlasovia, “Köpek kaynaklı koronavirüsün insanlara bulaşabileceği daha önce düşünülmedi ve buna dair elimizde bir rapor yok” diye konuştu.

Ciddi bir hastalığa neden olabileceğine dair bulgu yok

CCoV-HuPn-2018 olarak adlandırılan köpek kaynaklı koronavirüsün zatürreye neden olup olmadığı henüz bilinmiyor ve virüsün kişiden kişiye atlayıp atlayamayacağı veya bir yetişkinin bağışıklık sisteminin virüse nasıl tepki vereceği gibi sorular merak konusu. Konuyla ilgili düzenlediği basın açıklamasında Vlasovia, “Şu anda bu virüsün yetişkinlerde ciddi bir hastalığa neden olabileceğine dair elimizde bir bulgu yok” dedi.

Vlasovia, virüsün diğer köpek kaynaklı koronavirüslerde bulunmayan ancak insanları enfekte eden virüslerde bulunan anahtar bir mutasyona (silme) rastladı. Mevcut bulgular, türler arası karışımın araştırılmasını garantilemiş olsa da Vlasovia bu yeni virüsün ileride yeni bir patojen haline gelme olasılığının göz ardı edilemeyeceğini düşünüyor ve ekliyor: “Eğer bir koronavirüs bir insanı enfekte edebiliyorsa, her şey mümkün”.

Arkansas Üniversitesi Medikal Bilimler Departmanında virolog olan Xumin Zhang, NPR’ye verdiği demeçte, “Araştırmacıların yayımladıkları makalede dikkatlice belirttiği gibi, virüs ve hastalık arasında nedensel ilişki kurmaları gerek” dedi. Bu da demek oluyor ki, virüsün zatürreye neden olup olmadığının ortaya çıkarılması için bir insana enjekte edilmesi gerekiyor. Bu tarz bir deneyin etik dışı olacağını söyleyen Zhang, bunun yerine araştırmacıların daha fazla örnek test edebileceğini ve ortaya çıkan hipotezin test edilmesi için kobay kullanılabileceğini ekledi.

Mart ayında Medrxiv’te ön baskı olarak yayımlanan ve daha sonra hakemli bir dergiye gönderilen domuz çalışmasında, 2014 ve 2015 yılları arasında yüksek ateş şikayetiyle hastaneye giden 3 Haitili çocukta yeni bir koronavirüs türü saptandı. Florida Üniversitesindeki araştırmacılar, virüsü maymun hücresinde yetiştirmeyi başardı ve genomik analiz sonucunda, domuzlarda olduğu bilinen delta-koronavirüsüne oldukça yakın olduğu gözlemlendi.

4 farklı Koronavirüs grubu bulunuyor

Koronavirüsler 4 farklı gruba ayrılır; alfa, beta, gamma ve delta. Science’a göre, geçmişte delta-koronavirüslerin sadece kuşlara bulaştığı biliniyordu. Ancak 2012’de Hong Kong’da bir domuzda ötücü kuştan bulaştığı düşünülen bir delta-koronavirüs görüldü. Aynı virüs, 2014 yılında ABD’de domuzlar arasında bir salgına yol açtı ve o tarihten beri delta-koronavirüslerinin de insan hücrelerini etkilediği görüldü.

İnsanlar için en tehlikeli olan koronavirüslerin – SARS-CoV, SARS-CoV-2 ve MERS-CoV – hepsinin beta-koronavirüsler olduğu saptandı. Delta-koronavirüsler, hayvanlar arasında kayda değer salgınlara sebep olsa da benzer şeyleri insanlar için söylemek güç. Malezya’daki köpek kaynaklı koronavirüs dahilinde, alfa-koronavirüsleri insanlar arasında günümüze dek herhangi bir salgına neden olmadı. Texas A&M Üniversitesinde virolog olan Benjamin Neuman, Science’a verdiği demeçte konuyla ilgili olarak “Ancak bu, virüslerin vahşi dünyasında pek de rahat hissettirmiyor” yorumunda bulundu.

İki araştırmayı ele almak gerekirse, araştırmalar koronavirüslerin hayvanlar arasında düşünülenden daha yüksek bir oranda taşındığını gözler önüne seriyor. Iowa Üniversitesinde virolog olan ve araştırmalarda yer almayan isimlerden biri olan Stanley Perlman, Science’a verdiği demeçte, “Bence, araştırma yapmaya devam ettikçe bu koronavirüslerin her yerde farklı türlere sıçradığını göreceğiz” dedi. Gray ise yaptığı basın toplantısında, hedefinin daha ileriye gitmek ve bu virüsleri insanlara hastalık vermeden bulmak olduğunu açıkladı. Açıklamanın devamında ise, “Büyük ihtimalle insanlara uyum sağlamaya başlayan hayvan virüslerini gözden kaçırıyoruz” yorumunda bulundu. Ayrıca insanların ve hayvanların iç içe bulunduğu hayvan pazarları ve çiftliklerin gelecekte pandemiye dönüşebilecek virüsleri erkenden gözlemek için uygun yerler olabileceğinin altını çizdi.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?