Doğadaki Kuşları Unutmadı… Proje Geliştirdi…

Doğadaki Kuşları Unutmadı… Proje Geliştirdi…

“Her insanın hayatına etki bırakan, görüş ve fikirlerini değiştiren olaylar,kavram yüklediğimiz metalar yada isimler olmuştur.” köşe yazarımız da olan Doktorasını yapan Siyaset Bilimci, Bursa Kent Konseyi Strateji ve Ar-Ge Çalışma Grubu Temsilcisi Mehmet Emir Aksoy’dan tabiatı birlikte paylaştığımız kuşların su ihtiyacı için büyük proje. Bursa Kent Konseyi’nde konuyu tekrar gündeme getiren Aksoy’un projesinin ilk ayağına gazetemiz ulaştı. Bursa’da çeşitli türlerde 1 milyondan fazla kuş türü olduğu biliniyor. Pandemi nedeni ile kısıtlamanın devam ettiği bugünlerde sokak canlarının beslenme ve su ihtiyaçlarının karşılanması için gönüllü 10 binden fazla Bursalı doğada mücadele ediyor. Geçmişte doğa canlılarının beslenmesi için belediyelerin kaynak ayırdığı biliniyor. Mehmet Emir Aksoy tarafından geliştirilen Kuş Evi Projesi yerel yönetimlerden destek görebilecek nitelikte.

Olay Gazetesi Köşe Yazarı Ahmet Emin Yılmaz; projenin öneminden bahseden yazısında; “değerlendirilmesi önemli” notunu paylaşmış, bu yazı ile Bursa kamuoyunun kuşlarla ilgili Kent Konseyi’nin bir çalışması olduğundan haberi olmuştu.

Aksoy; “Bizim nacizhane hikayemiz de biraz böyle başladı… Hayatı anlamlandırmak adına okuduğum kitaplar izlediğim belgesellerde ,insanlık tarihi için son derece önemli bir isim, Stephan Hawking gençlere tavsiyeniz nedir diye sorduğunda “Yere bakmak yerine göğe bakın” diye öğütlüyordu…

Böylesine büyük bir bilim adamı bunu neden söylemişti diye düşünürken,Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün neredeyse yüz yıl önce “İstikbal Göklerdedir” sözü hafızamda canlandı.. Peki ne yapabilirdim? Bir fizikçi olmadığım için elbette kuantum hakkında yorum yapamazdım…

Gökyüzünde bizleri izleyen,cıvıltılarıyla edebi eserlere ilham veren kuşları araştırabilmem için herhangi bir sorun yoktu… Çocukluk dönemlerimde evimize misafir olan bir kuşun yuvasını ,annemin gözü gibi koruduğunu hatırladım,ne olmuştu da, AVM’lerde, lüks sitelerde, kuşlarla mücadele eden bir insan nesli oluşturmuştuk? Doğayı ,yaşamımızın temel öznesi olan ekolojiyi ,unutmuş ve ona savaş açmıştık?

Bu oyunun ne kadar tehlikeli bir oyun olduğunu kısa bir örnekle arz etmek istiyorum. Hindistan’da ineklerin kutsal görülmesi sebebiyle yaşam sürelerini uzatmak adına ,ineklere anti biyotik veriliyor ve kutsal görülen ineklerin toprağa gömülmesi ,inanışlarına göre yasak. Ölüleri doğaya bırakılan ineklerin, leş yiyicisi olan ak babalar tarafından yenilmesi beklenirken, ak babaların yüzde 99 oranında öldüğü gözleniyor aynı anda da kuduz vakaları yüzde 6 bin 800 artıyor ,birbirleriyle alakasız gibi gözüken bu durum dolayısıyla bilim kurulu oluşturuluyor.

Bilim adamları ,ineklere verilen anti biyotiğin ,leş yiyici olan ak babalar tarafından midelerinde öğütülemediğini ve onların ölümüne sebep verdiğini anlıyor. Ak babaların ise doğada ki leşleri yiyemediği için ,o leşleri köpekler yediğini yiyen köpeklerinde kuduz olduğunu ,kuduz olan köpeklerin ise insanları ısırarak bu hastalığı insanlara yaydığını tespit ediyorlar….

Peki biz insanlar bundan ders alıyormuyuz ? Ekolojimizin her bir parçasını,önemsemediğimiz gibi ,üstüne ,doğayı ,hayvanları,ağaçları katlederek aslında geleceğimizi katletettğimizi fark bile etmiyoruz…

Doğayla cebelleşiyoruz,Doğanın kanserli bir hücresi gibi,virüs gibi doğayla savaşıyoruz… Doğa sanki insanların emrine verilmiş bir oyuncakmışçasına ,fütursuzca hareket ediyoruz… Ekoloji, insan ve diğer canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle olan kollektif ilişkilerini inceler ve biz insan oğlu ,kollektif değil herşeyi bir birey var oluş çabası olarak görüyoruz…

Oysa yaşamın bizlere getirdiği ,geçmişten bugünümüze gelen en büyük sorumluluk kollektif bir yaşamın doğruluğudur… Çevremizin,doğamızın ve ekolojimizi bir bütün olarak görmediğimizde ,insan neslinin geleceği de zora gireceğini bilerek hareket etmek ,tabiatımızın bize verdiği bir görevi reddediyoruz. Doğadaki tüm paydaşlarımızın yaşam hakkını unutuyoruz…

Ve o haklarını gasp ediyoruz… Oysa doğanın tüm etmenleri ,bizleri hayatta tutuyor… Tabiat anamız “ Kimse kendisi için yaşamaz” diyor ve biz bunu ısrarla reddediyoruz… İşte benim göğe baktığımda aldığım nacizhane tecrübelerim şimdilik bunlardır…” dedi.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?