AMPİRİK DEMOKRASİ

AMPİRİK DEMOKRASİ

“Siyaset ve hukuk biliminin en çok ilgilendiği konulardan birisi demokrasidir. Ancak buna rağmen kavram olarak demokrasinin tam anlamını belirlemek ve çerçevesini çizmek oldukça zordur.” sözler DSP İnegöl İlçe Başkanı Halil Büyükışıklar’a ait.

Büyükışıklar; “Bu zorluğun bir sebebi; demokrasi konusundaki olumlu algı sebebiyle herkesin kendi onayladığı siyasal sistemi demokrasi olarak nitelendirmesi ve böylece kişisel tercih ve görüşlerin demokrasi hakkındaki genel bilginin önüne geçmesidir. Bir diğeri ise, demokrasinin tarihsel süreçte geçirdiği değişim ve ülkeler arasındaki siyasal sistem farklılıklarının yarattığı karmaşadır. Demokrasi için sözlük anlamı olarak kullanılan “halkın yönetimi” ya da “Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi” ifadeleri en yaygın ve bilinen kullanımlardır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hakimiyet bilâ kayd-u şart Milletindir.” sözü şu anda Anayasamızın 6. maddesinde ve TBMM’de kürsünün tam arkasında yazılı olan “EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR.” Belki de demokrasi için kullanılabilecek en ideal cümledir.

Normatif demokrasi teorisi olarak ifade edilen bu düşünceye göre, bir yönetimin demokrasi olarak nitelendirilebilmesi için halkın tamamının isteklerine uygun olması gerekecektir. Ancak, böylesine halkın eğilimlerine tam uyan bir yönetim hiç bir zaman olmamıştır. Normatif anlamda demokrasi, demokratik rejimlerin ulaşmayı amaçladıkları bir ideal olarak kalırken; AMPİRİK demokrasi teorisi ise ideal demokrasiyi değil, bu ideale yaklaşan ve demokratik olarak nitelendirilen mevcut rejimlerin ortak unsurlarını tespit etmeye çalışır. Bu tür demokrasilerin özelliği “tam bir duyarlılık değil, nispeten çokça bir yurttaş grubunun uzun bir zaman boyunca arzularına cevap verebilmesidir.” Demokrasi, ülkeden ülkeye ya da siyasal kültürlere göre değişiklik göstermekle beraber, demokrasilerin ortak özelliklerinin neler olduğuna ilişkin çeşitli unsurlar sayılmaktadır.

– İfade özgürlüğü,

– Oy verme hakkı,

– Seçim yarışına katılabilme hakkı,

– Siyasal liderlerin seçmen tercihini kazanmak için yarışabilme hakkı,

– Farklı haber alma kaynaklarının varlığı,

– Serbest ve adil seçimler,

– Hükümet politikalarını oylara ve diğer tercih belirtilerine dayandırmak için gerekli kurumların bulunması.

Demokrasinin gerektirdiği siyasi çoğulculuk, farklı tercihlere dünya görüşlerine, programlara ve çıkarlara sahip olan çeşitli kişi ve grupların özgürce örgütlenip iktidar için mücadele edebilmelerini ifade eder. Sonuç olarak, siyasi çoğulculuk yarışmacı bir siyaset ve çok partili siyasal hayat ile mümkündür. Bu sebeple artık siyasi partiler olmaksızın bir demokrasi düşünülemez olmuştur. Siyasi partiler halkın siyasal hayata katılımının araçları olduğu kadar, çoğulcu siyasetin zorunlu unsurları ve güvenceleri haline gelmişlerdir.

Yukarıda Demokrasi tarifini ve siyasi partilerin gerekliliğini anlatmaya çalıştığım metinlerin bir kısmı Sn. Cem Duran Uzun’un Ankara Üniversitesi Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı Doktora tezinden alıntılar içermektedir. Unutmayalım ki siyasi partiler demokrasi için nasıl vazgeçilmez bir hal aldıysa, siyasi partiler içinde halkın katılımı ve desteği o kadar vazgeçilmezdir. Bir ülkede tam demokrasinin yaşanabilmesinin önemli unsurlarından biriside İktidar ile yarışın içerisinde olan siyasi partilerin eşitlik düzeyinde mücadele etmesidir. Bu eşitlik gerek finansal, gerekse hukuksal anlamda olmalıdır. Çok değil 19 yıl önce demokratik açıdan bunun en somut örneğini hep birlikte yaşadık. Sadece 3 ay gibi kısa bir sürede tamamen finansal güce dayalı bir siyasi parti olan Genç Parti kuruldu ve finansal güç ile seçimlere girdiğinde % 7,25 oy oranını yakalamayı başardı. Demek ki siyasi partiler için en önemli unsurlardan birisi olan finansman sağlamak ve bu finansmanı doğru kullanmaktır. Günümüz Türkiye’sinde bu finansman nasıl dağıtılıyor? Siyasi partiler kanununa göre, son genel seçimlerde barajı aşan partilere, 1 trilyon 82 milyar 29 milyon lira olarak belirlenen genel bütçe gelirlerinin 5 binde 2’si kadar ödenek sağlanacak. Her yıl verilecek olan bu ödenekten sırası ile siyasi partilerin alacakları rakamlar;

AKP 209 milyon 304 bin

CHP 111 milyon 369 bin

HDP 57 milyon 550 bin

MHP 54 milyon 588 bin

İYİ 48 milyon 979 bin

Bu rakamlarla bütçeden toplam 481 milyon 790 bin Türk Lirası tüm halkın vergilerinden toplanarak bu 5 partiye verilecek. Sonrada bir sonraki seçimlerde geriye kalan 8-10 siyasi parti bu partiler ile adil ve demokratik olarak yarışın içerisinde olacak. Bırakın geriye kalan partileri bunlar kendi aralarında demokratik olarak yarışabilecekler mi?

AMPİRİK Demokrasi içerisinde, normatif demokrasiyi aramaya çalışmaktan başka bir şey değildir. Bu anlamda değerli Demokratik Solculara kendi adıma seslenmek itiyorum. Değerli dostlarım bırakın o kişi bu kişi ile uğraşmayı. Ben Ecevit’ten bugüne bu partiye emek verdim demeyi. Böyle bir AMPİRİK demokratik sistem içerisinde gidin sorun bakalım ilçe başkanlarınız, il başkanlarınız DSP’yi ayakta tutabilmek ve para babalarına karşı durmak için ne zorluklara göğüs geriyorlar. Hazine ödeneği olmayan ve tamamen kendi bütçeleri ile ayakta durmaya çalışan başkanlarınıza en azından gücünüz nispetinde destek olun ki dürüst, temiz ve halkçı siyasetin temsilcisi Demokratik Sol Parti bu yarışın içerisinde kalabilsin.” dedi.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?