Bursa’nın en önemli barajı tehlikede!

Bursa’nın en önemli barajı tehlikede!

Bursa’nın önemli barajlarından biri olan Doğancı Barajı, ne yazık ki maden ve taş ocaklarının verdiği zararla karşı karşıya kalmış durumda. Hem doğayı hem de insan sağlığını tehdit eden maden ve taş ocakları çevredeki vatandaşların tepkisine rağmen faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor. Konuyla ilgili DOĞADER Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir, “Bursa’da su sorununu, susuzluğu ve suyun ne kadar önemli olduğunu konuştuk. Şimdi Doğancı Barajı’nın üzerinde madencilik faaliyetleri yürütülüyor. Bütün barajlarda olduğu gibi Doğancı Barajı’nın da belli bir kullanım süresi var. Kendi doğal yapısıyla, askıdaki katı maddeleri taşıyarak belli bir süre sonra dolacak ve kullanımı bitecek. Biz bu doğal seleksiyona dışarıdan müdahale edersek, barajın üstüne maden ocakları kurarsak o barajın dolmasını, kullanım ömrünü kısaltmayı hızlandırmış oluruz. Bursa için baktığımızda Bursa’nın dört tarafı taş ve maden ocakları faaliyetleriyle donatılmış şekilde” dedi.

GÜLNAME PAÇA / BURSADA BUGÜN bursadabugun.com

Taş ve maden ocağı işletmeciliği, deprem etkisi yaratan patlatmalarla yeraltı sularını yok ederken, ağaçların verimsizleşmesine ve balıkların ölümüne neden oluyor.

Bu ocaklardan çıkan ve çevreye yayılan tozlar dört mevsim yeşil olan ağaçların beyaza bürünmesine yol açıyor.

Çevrede bulunan insanların toz yutmasına da sebebiyet veriliyor.

Bursa‘nın önemli ölçüde su ihtiyacını karşılayan Doğancı Barajı havzası da maden ve taş ocaklarının verdiği zararla karşı karşıya kalmış durumda.

BURSA’NIN DÖRT TARAFI TAŞ VE MADEN OCAKLARI FAALİYETLERİYLE DONATILMIŞ ŞEKİLDE”

DOĞADER Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir, “Aslında sadece şu an gördüğümüz maden ocağı değil, Bursa’da faaliyetini yürüten birçok maden ocağı Bursa’nın yaşamını ve doğasını tehdit eder durumdaDoğancı Barajı Bursa‘nın su kaynağı. Son yağışlara kadar gerek ülkemizde gerek Bursa‘da su sorununususuzluğu ve suyun ne kadar önemli olduğunu konuştuk. Şimdi Doğancı Barajı’nın üzerinde madencilik faaliyetleri yürütülüyor. Bütün barajlarda olduğu gibi Doğancı Barajı’nın da belli bir kullanım süresi var. Kendi doğal yapısıyla, askıdaki katı maddeleri taşıyarak belli bir süre sonra dolacak ve kullanımı bitecek. Biz bu doğal seleksiyona dışarıdan müdahale edersek, barajın üstüne maden ocakları kurarsak o barajın dolmasını, kullanım ömrünü kısaltmayı hızlandırmış oluruzBursa için baktığımızda, Bursa’nın dört tarafı taş ve maden ocakları faaliyetleriyle donatılmış şekilde. Biz geçen gün bir araştırma yaptık. Sadece Orhaneli ve eski Mustafakemalpaşa yolundaki taş-maden ocaklarını Google haritalar üzerinden bir araya getirdik ve Bursa şehir merkezinden daha büyük çıktı. Bursa’nın şehir merkezinden daha büyük bir alanı biz taş ve madencilik firmalarına teslim etmişiz” ifadelerine yer verdi.

“ARTIK YERİN ALTI DEĞİL, YERİN ÜSTÜ DAHA ÖNEMLİ BİZİM İÇİN”

“Taş ve madencilik faaliyetleri olmalı tabii ki. Biz yasaklansın demiyoruz ama şehrimizin ve bölgemizin ihtiyacı olan oranda 5 ya da 10 yıllık kalkınma planları içerisinde kaç adet madencilik faaliyetleri olacaksa bilim insanları tarafından tespit edilir ve o sınırın üstüne çıkılmaz” diyerek sözlerini sürdüren Murat Demir, “Şu an o sınır katbekat aşılmış, şehrimizin ve bölgenin ihtiyacı olan değil, daha çok ihracata yönelik madencilik faaliyeti yapılmaktadır. Doğancı Barajı’ndaki maden ocaklarına ya da diğer maden ocaklarına giderseniz çoğunun Çinli firmalar tarafından çıkarılmakta olduğunu görürsünüz. Çin ve Türk ortaklı firmalar buradan madenleri çıkarıp, ham haliyle Çin’e ihraç ediyor. Burada ülke ekonomisine katkı oluyor ama ülke ekonomisinden giden tutar, ülkeye ve doğasına verilen zarar hesaplanmıyor. Pandemi döneminde doğanın, insan sağlığının, doğal yaşamın ne kadar önemli olduğunun farkına vardık. Artık yerin altı değil, yerin üstü daha önemli bizim için. Yerin üstünü korumak zorundayız. Burası orman ve çok güzel kuş sesleri geliyor ama arkamızda maden ocağı var. Bu zararın farkına varmamız gerekiyor. Madencilik sektörünün kontrolsüz faaliyetleri doğaya zarar veriyor. Artık bunları kontrol altına almak zorundayız. 2001 yılından bugüne kadar Madencilik Yasası’nda 21 kez değişiklik yapıldı. Bütün yasalarda özellikle doğa koruma yasalarında koruma, kullanma dengesi denilen bir unsur vardır. Kullanmanın yanında çok ciddi bir şekilde korumacılık ön planda tutulur. Bugüne kadar yapılan 21 değişiklikle korumacılık bir kenara bırakıldı, tamamen kullanma üzerine yasalar çıktı. Öyle bir hale geldi ki isteyen kişi istediği yerde istediği madencilik faaliyetini açabilir, kullanabilir hale geldi. Bunun önüne geçen ya da engelleyen herhangi bir unsur kalmadı artık. Maalesef ormanlarımızı, su varlıklarımızı, tarım alanlarımızı, yaylalarımızı, meralarımızı, milli parklarımızı koruyan statü ortadan kalkmış demektir bu” şeklinde konuştu.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?