“2019 ve 2020 dönemlerinde Yıldırım’a olumlu hizmetleriniz, özellikle de 2020 yılında COVİD-19 salgını ile mücadele konusundaki hizmetinizden dolayı teşekkür ediyorum. Muhteşem görsellerle süslü bu sunumu hazırlayan ekibi kutluyorum.” Nisan 2021 Yıldırım Belediye Meclis Toplantısı’nda bu sözleri İYİ bir isim sarf etti. Oturumun ilerleyen dakikalarında ise nüktedan üslubu net bir şekilde Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ve Yönetim kadrosunu uyaran İYİ Parti Yıldırım Belediye Meclis Üyesi ve Gurup Sözcüsü Mehmet Yılmaz; “Her zaman Yıldırım için değer üreten proje ve çalışmalarınızı destekleyeceğimizi, yanlışlar konusunda uyarıcı olacağımızı, yanlışta ısrarda da karşı duracağımızı belirtmiştik. Komisyonlarda bulunmayan siyasi parti temsilcilerinin, konulara komisyondaki meclis üyeleri kadar vakıf olmadıkları gerçeğini göz önüne aldığımızda, faaliyet raporunun makul süre içerisinde meclis üyelerine tebliğ edilmesi raporun daha objektif değerlendirmelere fırsat verecektir. Buna rağmen kısıtlı süre içerisinde inceleme imkanı bulduğumuz 2020 yılı faaliyet raporuyla ilgili olarak, katılmadığımız bazı konuları dile getirmek istiyorum.”

“Hizmet alımları ve yatırımların her nedense doğrudan temin yöntemiyle, adeta belli adreslere teslim mahiyetinde olduğunu görüyoruz. Doğrudan temin yöntemine de başvurulacağını anlarız, ancak acil durumlar olması kaydıyla. Rapora baktığımızda sanki bütün işler alelacele yapılmış intibakı veriyor. Belediyenin mal ve hizmet alımlarıyla, yatırım ihalelerinin rekabet fırsat verecek şekilde açık ve şeffaf yapılması gerekir. Bu aynı zamanda daha düşük maliyetle, daha kaliteli hizmet alımının önünü açacaktır. Yaptığımız incelemede vergi tahsilatının tahakkuka göre düşük olduğu görülmektedir. Bunun da bize göre sebeplerinden birisi ekonomik sıkıntı, diğeri de adil olmayan vergi sistemidir.  Kağıt üzerinde mükemmel olarak kaleme alınan misyon, vizyon ve temel değerler bildirgenizi gerçek hayatta da uyguluyor olsaydınız hiçbir itirazımız olmaz, sizi alkışlardık. Ne yazık ki, kağıt üzerinde proaktif yaklaşımdan bahsederken uygulamada reaktif davrandığınıza şahit oluyoruz. Eğer uygulamada da proaktif yaklaşmayı başarabilseydiniz bu gün koca bir mahalle, Mollarap riskli alan ilan edilmezdi.”

“Temel Değerlerde, “paydaşlarıyla gönül köprüsü kurarak hizmetlerinde samimi ve güvenilir olmak” diyorsunuz. Diğer yandan Belediye Başkanının bir yakını mahallelinin itirazlarına rağmen Mollaarap’ta ruhsatı onaylanmadan kontrolsüz bir şekilde inşaat başlatıyor. İlk toprak kayması o zaman meydana geliyor Bu yetmiyormuş gibi Anadolu İmam Hatip Lisesinin yerinde bir vakıf inatla kazı çalışmasına devam ediyor. Göz göre göre gelen tehlikeye davetiye çıkarılıyor. Bütün bu süreci göz önüne aldığımızda bunun bir ihmal değil kusur olduğu açıkça ortadadır. Burada birinci derecede kusurlu gerekli denetimleri yaparak kazı çalışmasını durdurmayan belediyedir.”

“Gönülleri yıkarak gönül köprüsü kurulmaz!”

“Merhum Abdurrahim Karakoç’un yıllar önce devlet dairesine dilekçe veren bir köylünün karşılaştığı kötü muameleyi anlattığı şiirini hatırladım.

Gitmişti makama arz-ı hâl için

‘Bey’ dedi, yutkundu, eğdi başını.

Bir azar yedi ki oldu o biçim..

‘Şey’ dedi, yutkundu, eğdi başını.

Bu gün Mollarap sakinlerinin Belediyede karşılaştığı muamele bu. Baskı, tehdit, vatandaşın ifadesiyle şantaj! Kendilerine, Toprak kaymasının olduğu günlerde kendilerine taahhüt verilmesine rağmen evlerini satmaya zorlanmışlar. “Satmazsanız yeşil alan ilan ederiz. Erinde sonunda satacaksınız, Bu gün satmazsanız yatın kamulaştırma yapıldığında yarı fiyatına satarsınız” diyerek görevliler vatandaşı satışa zorlamışlar. Vatandaş bu tehditlerle evlerini satmaya zorlanmış, siz de bu gün tapu devir işlemlerinin %40 seviyesine geldiğini söylüyorsunuz. Vatandaşın bu muameleyi hak ediyor mu? Hiçbir suçu günahı olmadığı halde yöneticilerin görev ihmalinin kurbanı olan vatandaş, hem yerinden ediliyor, hem de her türlü baskıya maruz kalıyor. Bu mu, gönül belediyeciliği? Keşke Mollarap sakinleri de Yeşil kafeler sokağındaki ayakkabı tamircisi Süleyman gibi hizmetlerinizi memnuniyetle anlatabilseydi.”

“Sayın Başkan, “şehrin kalabalık yerlerine altı katlı otopark, üstü park olacak yerler yapmayı planlıyoruz” demiştiniz. Çarşamba günkü Meclis Toplantısında sorduğumda, Piremir Pazar yerinin Pazar günleri dışında, otopark olarak kullanıldığını söylemiştiniz. Piremir Pazar yeri evlerin sonunda, dağın eteğinde, konum ve manzarası bakımından da çok güzel. Lakin, Teleferik istasyonundan oldukça yukarıda. Teleferik semtinde işim olduğu için oraya gittiğimi düşünelim. Arabayı Pazar yerine park ettim. 15 dakika kadar yürüyerek dakikada aşağı indim. İşimi bitirdikten sonra aracımı almak üzere Pazar yerine gideceğim. Yaşım itibarıyla yokuş yukarı yürümek zor. Taksiye binip aracımın yanına geleceğim. Otopark ücreti olarak da 20 lira verip aracımı alarak evime gideceğim. O bölgede, dağın başında günlük 20 lira vererek kim araç park eder?”

“Yine Temel değerde, “vatandaşına değeri veren, sunduğu hizmetlerde etkili ve çözüm odaklı olmak” diyorsunuz. Maalesef uygulamada Yıldırım’ı Ak Parti seçmeninden ibaret sayan bir anlayış görüyoruz. İnsanların hayatını kolaylaştırmak yerine, yaşam alanlarına müdahale ediyorsunuz. Yıllar önce Allah’ın varlığını ispat etmeye çalışıyorduk. Şükürler olsun ki o günler çok gerilerde kaldı. O zaman da inanca müdahale ile ilgili bir yazı yazmış, “inanmayanlar inanmasın mahsuru yok, inananlar da inanmasın” istiyorlar demiştim. Bu gün ise, “benim gibi düşünenler benim gibi düşünsün, benim gibi düşünmeyenler de benim gibi düşünsün” anlayışı dayatılıyor. Herkesi kendinize benzetme çabası içerisindesiniz. Bu yaradılışa ters, doğru bir yaklaşım değil. Kimse de sizin istediğiniz gibi yaşamak zorunda değil. 

Unutmayın ki, köydeki tuvaleti kapattığınızda, bütün köyü tuvalet yaparsınız!

Bu açıklamalar doğrultusunda 2020 Faaliyet Raporuna RET oyu vereceğimi belirtir teşekkür ederim.” dedi.