8 Mart’ta kadınlar sokakları terk etmiyor

8 Mart’ta kadınlar sokakları terk etmiyor

Bursa’da kadınlar Bursa Kadın Platformunun çağrısıyla bir araya gelerek bir yürüyüş gerçekleştirdi.

Fomara Meydanında toplanan kadınlar Kent Meydanı’na yürüyerek taleplerini haykırdı. Pandeminin ağır etkileri altında 8 mart’ı karşıladıklarını söyleyen kadınlar, “Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz, hayatımız bizimdir demek için; kadın dayanışmasını büyütmek, Özgürlüğümüzü kazanacağız ‘’demek ve sesimizi yükseltmek için” mücadele çağrısı yaptı.

Bursa Kadın Platformu adına açıklamayı okuyan Funda Eylem Sancarbarlaz, “Tüm dünyada Kadınlar pandeminin ağır etkileri altında bu 8 mart’ı karşılıyoruz. Kamusal sağlığın özelleştirilmesi sağlık hizmetine erişiminin önünde aşılması mümkün olmayan bir bariyere dönüşmüş durumdadır. Bilimsel bilginin metalaşması yüzünden, milyarlarca insan salgından kurtuluş için en büyük umut olan aşıya ulaşamıyor. Bu dönem Asgari düzeyde bir eğitime ulaşmak bile o kadar zorlaştı ki bir nesil eğitim hakkından yoksun hale geldi. Kadınlar ve çocuklar için çok zor bir eğitim öğretim yılı geçtiğini” söyledi.

Kadın işçiler kod 29’la işten atılmakla tehdit ediliyor

Unknown 1 1
Foto:BursaMuhalif.com

Kısmi çalışma, geçici istihdam, ücretsiz izin belirli süreli sözleşme gibi neoliberal esneklik ve sosyal güvencesizlik politikaları bir yandan yaygınlaşırken bir yandan da kitlesel işsizliğe dönüştüğünü vurgulayan Sancarbarlaz, “Halk yığınları sefalet ve açlık anaforuna çekilirken dibe itilen ise yine biz kadınlar olduk.Sermayenin hizmetindeki uluslararası “sivil toplum örgütleri” artan ev içi şiddete dair ‘gölge raporlar’ açıklamakla yetinirken, eve kapanma uygulaması tüm dünyada kadınların canları pahasına gerçekleştirildi. Yalnız bırakılan kadınlar, artan cinayetler ve şiddet yüzünden suç mahalline dönen evlere mahkûm edilmiş durumda. Salgının kontrolünün kapitalistlerin emrindeki devlet aygıtıyla yürütülemeyeceği gerçeğini en çok kadınlar yaşıyor. Bir bütün olarak işçi sınıfının kıdem tazminatı, emeklilik ve işsizlik fonu gibi tarihsel kazanımlarına saldırılar yoğunlaşırken, kadın işçilerin analık izni gibi hakları fiilen ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Emek süreci üzerindeki denetim daha ezici hale gelirken, işçiler patronların üretim hedeflerini tutturmak üzere nefes almadan çalıştırılıyor. Kadın işçiler işyerinde daha çok mobbing, taciz ve aşağılamaya maruz kalırken kod 29 la yüz kızartıcı suç nedeniyle işten atılmalar gerçekleşiyor. Kısacası, kadınlar kapitalizmin krizi ve sözde pandemi yönetiminden sadece “ev köleleri” olarak değil, aynı zamanda “ücretli köleler” olarak da etkilendiğini” söyledi.

“İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” demekten vazgeçmeyeceğiz

Foto:BursaMuhalif.com

Kadınların çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve eşit değerde eşit işe eşit ücret talebi ile İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması için mücadeleyi ısrarla ve inatla sürdürmeye devam edeceklerini söyleyen Sancarbarlaz, “Covid-19 salgınının birinci yılında çalışma ve toplumsal hayatta derinleşen eşitsizliklere karşı sosyal politikalar geliştirmek yerine kadınların yaşadıklarını görmezden gelen iktidar, kadınlara güvencesiz ve sendikasız çalışma biçimlerini dayatmaya devam ediyor, şiddeti engellemek yerine kadınların haklarına dönük gaspları gündeme getiriyor. Geçtiğimiz yıl boyunca “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” demekten vazgeçmedik, bunu her fırsatta da söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Katledilen, kaybedilen, şiddete uğrayan kadınların tek sorumlusu ve suçlusu İstanbul Sözleşmesi’ni etkin biçimde uygulamayan bu sözleşmeden çekilmek isteyen her öldürülen kadınların sorumlusu sizlersiniz. Şiddet faili erkeklerin cezasız bırakıldığını, devlet eliyle kadınların kaybedildiğini görüyoruz ve ne İstanbul Sözleşmesinden ne de birbirimizden asla vazgeçmeyeceklerini” vurguladı.

Özgürlüğümüze giden yolu dayanışmamızla örgütlüyoruz

Unknown 2 2
Foto:BursaMuhalif.com

Translar başta olmak üzere tüm LGBTİ+’lara yönelen devlet şiddetine ve devlet eliyle yerinden etmeye karşı birlikte direndiklerini söyleyen Sancarbarlaz, “Erkek-devletin homofobiyi, transfobiyi ve kadın düşmanlığını büyüttüğünü görüyoruz. Hayatlarımızı birlikte savunmak, özgürlüğümüzü birlikte kazanmak için dayanışmamızın esas olduğunu gösteriyoruz. Çünkü biz nefretin hedefi olmadığımız, özgürce kendimiz olabildiğimiz bir dünyayı kazanacağımızı biliyoruz! Tüm dünyada, özellikle de yaşadığımız Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde kazanılmış haklarımıza dönük yoğun saldırılara ve dinselleştirme politikaları ile bizi toplumsallıktan kopararak yaşamımız üzerinde kurulmak istenen denetime karşı ” hayatımızdan ve haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz” diyerek direniyoruz. Biz kadınlar Tutsak edilmeyle, çıplak aramalarla; erkek-devlet şiddetiyle sinmedik. Hayatın her alanında, her biçimiyle mücadele eden bizlere dayatılan kuşatmalara boyun eğmedik. Hayatımıza dayattığınız iki kötüden birini seçmeyi kabul etmedik, biz özgürlüğümüze giden yolu dayanışmamızla örgütlüyoruz” dedi.

Funda Eylem Sancarbarlaz kadınların 8 Mart taleplerini ise şöyle sıraladı; 

*İstanbul sözleşmesi tartışmasına derhal son verilmeli, sözleşme ve 6284 sayılı yasa etkin bir şekilde uygulanmalıdır.

* Salgın döneminde artan kadın işsizliğini azaltacak istihdam politikaları hızla hayata geçirilmeli

* İşyerlerinde ve mahallelerde 24 saat açık ücretsiz nitelikli kreşler açılmalıdır.

*Eşit işe eşit ücret uygulanmalı

*Kadın istihdamının önünde engel olan bakım sorumluluğunun erkek devlet ve işveren tarafından paylaşılmasını sağlayan yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Bursa Kadın Platformu üyeleri, Bursa Milletvekillerine 6284’ün ve İstanbul Sözleşmesinin uygulanması ile ilgili çalışmaların niçin mecliste gündeme alınmaması ile ilgili sorular sorduğumuz mektuplar yolladık ve cevaplarını beklediklerini” söyledi.

Bursa Kadın Platformu tarafından hazırlanan basın metni eylemde Kürtçe haliylede okundu. Eyleme HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya’da destek verdi.

BursaMuhalif.com/Haber Merkezi

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?