“MİLLETİN HÜR İRADESİNE KARŞI TAHAKKÜM KABUL EDİLEMEZ”

“MİLLETİN HÜR İRADESİNE KARŞI TAHAKKÜM KABUL EDİLEMEZ”

Türk Diyanet Vakıf-Sen Bursa Şube Başkanı Hilmi Şanlı, 24 yıl önce gerçekleşen 28 Şubat süreciyle ilgili yazılı açıklamada bulundu. “Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak, asker veya sivil her türlü dayatmaya karşıyız. Demokrasi ve hukuk dışı hareketlerin, dün olduğu gibi bugün de yarın da hep karşısında duracağız” diyen Şube Başkanı ŞANLI şunları söyledi: “Tarihimize post modern darbe olarak geçen 28 Şubat 1997 tarihi, ülkemizde önemli olayların gelişmesinin başlangıcı olmuştur. Seçimle işbaşına gelen hükümetin görevden el çektirilmesi için, çeşitli baskılar yapılarak, iktidar vesayet altına alınmıştır.

Toplum birbirine düşürülmeye, bir sürü bahanelerle suçlu aranmaya, insanların en temel hakları ellerinden alınmaya başlanmıştır. Yılların birikimiyle oluşmuş, yerleşik demokratik teamüller yok edilerek, demokrasinin birlikte yaşayabilme ve farklı düşünebilme özelliği ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. 28 Şubat sürecini haklı göstermek ve demokrasiyi rafa kaldırmak isteyen güçler; demokratik rejimin, dini siyasete alet eden bazı kesimlerce tehdit oluşturduğu iddialarını dile getirmişlerdir. Peş peşe yaşanan bazı olaylardan yola çıkılarak, sözde demokratik rejimi koruma bahanesiyle kendilerini halkın üzerinde görenler, tek tip yaşantı modelini halka dayatmaya çalışmışlardır.

İmam-Hatip Okullarından, başörtüsüne, Kur’an kurslarından İlahiyat Fakültelerine kadar, din ve din eğitimi ile ilgili işleri “irtica” adı altında rejim tehdidi olarak ortaya koymuşlardır. Halkın oylarıyla seçtiği iktidar tarafından yönetilmesinden rahatsızlık duyan anlayış, nasıl 28 Şubat’ta postmodern darbe yapmak istediyse, aynı zihniyetin farklı versiyonu da 15 Temmuz’da hain işgal darbe girişiminde bulunabilmiştir. Demokrasilerde eleştiri, tepki, yanlışları söyleme de vardır. Ancak, kimse güç kullanarak, seçilmiş hükümeti ve parlamento iradesini yok edemez. Böyle demokrasi dışı oluşum ve güçlere, hiçbir sivil toplum kuruluşu da destek vermemelidir. Karşılaşılan problemler demokratik yollarla çözülmelidir.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında üstün sınıf oluşturulmamalıdır. Şehit kanlarıyla sulanmış vatan topraklarımızda, istiklal ve istikbalimizin sembolü ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesi altında, birlikte yaşayabilmemiz mümkündür. Farklılıklarımız bizlerin zenginliğidir. Sonsuza dek güçlü bir şekilde yaşayacağına inandığımız Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz için, her bir vatandaşımız üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. Demokratik rejime karşı olarak adı ister darbe, isterse postmodern darbe olsun, bu tür anlayışların milletimiz her zaman karşısındadır. Bu oluşumlar milli iradenin gücüyle yok olmuştur ve yok olmaya da mahkûmdur. Nasıl ki; 24 yıl önce 28 Şubat sürecinde meydanlara inerek, “Kesintisiz ve Tam Demokrasi İstiyoruz” diye haykırdıysak, Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak onurlu duruşumuzla, demokrasiye karşı girişilen her türlü eylemin karşısında olmaya devam ediyoruz. Halkın iradesini yok sayarak, vesayetçi bir anlayışı besleyenlere “Milletin hür iradesine karşı tahakküm kabul edilemez” diyoruz.” ifadelerini kullandı.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?