ŞAHSIMI BİR PARTİ İLE İLİŞKİLENDİREREK HAKLI OLDUĞUMUZ MÜCADELEDEN VAZGEÇECEĞİMİZİ Mİ SANIYORSUNUZ!

ŞAHSIMI BİR PARTİ İLE İLİŞKİLENDİREREK HAKLI OLDUĞUMUZ MÜCADELEDEN VAZGEÇECEĞİMİZİ Mİ SANIYORSUNUZ!

“Bursa tarihine geçen, ASGD Tesisleri’nin ‘haksız hukuksuz’ yıkımına gösterilen tepkiler, Alinur Aktaş’ı ve onun vazifeli ‘koruyup kollayıcılarını’ iyice çileden çıkarmışa benziyor.” Anadolu Spor Gazetecileri Derneği Genel Başkanı İbrahim Erdoğan; ASGD’nin hukuksuz bir şekilde tahliye edilerek binasının apar topar yıkılması sonrası gelişen olaylarla ilgili olarak; “Belli ki, hiç bir hukuki dayanağı olmayan iddialarla ASGD üzerinden şahsımı, benim üzerimden de İYİ Parti’yi hedef almayı görev addetmişler. Sosyal medya sayfalarınızda yaptığınız hiç bir yorum, yayınladığınız hiç bir haber, ASGD yıkımına cevaz veren ‘Zalimin Zulmü’nün üzerini örtemeyecek bilesiniz.
Buradan ASGD ve şahsımla ilgili kalem oynatanların belgesiz, bilgisiz iddialarına ilk ve son kez, yanıltmaya çalıştıkları kamuoyuna saygım gereği toptan yanıt veriyorum.
Zira bundan böyle artık yargı konuşacak. -Bir kere iyi araştırıp soruştursaydınız, hezeyan dolu suçlamalarda bulunan Murat Taşçı adlı kişinin, derneğimizle hiç bir resmî muhataplığı olmadığını, “İşletme Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi”ile doğan resmî muhataplığın, oğlu Muhammet Taşçı ile olduğunu öğrenirdiniz. Adınız yargısız infazcıya çıkmasa, haysiyet cellatlığı kanınıza işlemese, bana sorardınız, söylerdim. Hadi buradan açıklayayım da, yarın yargıda nasıl savunma yapacağınızı siz düşünün. -ASGD’ye iki yılı aşkın süredir ödeme yapmayan ve derneğe yasal faizleri hariç olmak üzere, ikiyüz bin TL’nin üzerinde borçlanan kişi, alacak davası açılmasından korkuyordu.
Açmamıştık çünkü o da bizim gibi yerinden olduğu ve Atatürk Stadı yıkım çalışmaları süresince iş yapamadığı için henüz bir işlem yapmayı vicdan terazimizle tartıyorduk. -Birileri fikrine girmiş, muhtemelen ön almak için oğlu adına ipe sapa gelmez iddialarda bulunmuş. Hepsi de asılsız. Hangi birini düzeltelim:
-ASGD Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne senelerce kira ödememiş mesela. Halbuki toplasan servet olur. Devletin resmî kurumu orada isteseydiniz 30 yıllık ödeme dekontlarını gönderirlerdi. Sadece 2019’da ödenen rakam 58.900 TL. Lokalde son iki yılı aşkın süredir gelir olmadığı için onları da ben sorumluluk üstlenerek, şahsi imkanlarımla ödemek zorunda kaldım. -Derneğin elektrik, su ve doğalgaz faturalarının ödeneceği, protokolde otuz yıldır hep var zaten, silah zoruyla mı ödetilmiş, sormadınız mı? Bir de ucuz bir makbuz hikayesi uydurmuş, vah ki vah. -Bu arada ASGD üçüncü şahıslarla ‘işletme hizmeti satın alma sözleşmesini’ hep beş yıllık yapıyor zaten. Ama “mücbir sebep olmadıkça”maddesini de mutlaka koyuyor. Nitekim en son kişi 3,5 yıl kullandıktan sonra ‘mücbir sebep’ nedeniyle hep beraber tesislerden çıkıldı.
-Derneğin kiralama yetkisi yok deniliyor. Evet doğru yok ama lokalimiz kah restoran, kah kafe olarak, 30 yıldır hep üçüncü şahıslarca, “İşletme Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi” yöntemi ile çalıştırıldı. Bu fikri veren de Gençlik Spor İl Müdürlüğü idi. Dernek hem devletin resmî kurumuna kira ödemeyecek, hem de protokole aykırı hareket edecek, mümkün mü? Öyle olsa bunca yıldır çoktan tahliye işlemi yapılırdı. -Hem dernek başkanlığı, hem parti görevi etik mi? diye şahsıma soruluyor. Önce ailemden sonra teşkilatımdan izin ve onay alarak politikaya girdim. Yapılacak ilk genel kurulda da hazirun iradesi zaten nihai kararı verecek. Kafanızı kaldırın etrafınızdaki örnekleri görün. Hatta bir zahmet aynaya bakıverin; belki de orada üye dahi olmadan ‘radikal partili’ gibi davrananları göreceksiniz. -Devletin kurumu yargı yoluyla tahliye kararı almıyor. Doğrulatma gibi bir ilkeniz olmadığı için bunu da bilmiyorsunuz. ASGD doğrudan Kaymakamlık marifetiyle tahliye edildi. Dernek dava açtı, mahkeme ‘yürütmeyi durdurma’ kararı verdi. Kurum itiraz etti, bu kez mahkeme yürütmeyi durdurmayı kaldırdı, tahliye yine Osmangazi Kaymakamlığı tarafından yapıldı.
Derneğin açtığı ve yürütmesi duran tahliye davası ise halen devam ediyor. Artı tahliyeden sonra da idareye karşı açılan maddi manevi kayıp tespit ve tazminat davası da sürüyor. -Ömer Aydoğdu’ya ait CEPTV ile ilgili konu da aynen şöyle: Derneğin bir odası ile zemin kattaki bir odayı; binanın içten zemin döşemeleri, boya, badana, bakım ve tadilat masrafını karşılamak, ASGD’nin faaliyetlerine sosyal medya televizyonundan bedelsiz katkı sağlamak ve ‘süreli olmak’ kaydıyla kullandırdık. Aslında onun yaptığı masraflar da bina yaklaşık bir buçuk sene sonra yıkıldığı için maalesef boşa gitti. Velhasıl; üzgünüm size buradan ASGD’ye ve şahsımın üzerinden de İYİ Parti’ye saldırarak Alinur Aktaş’a yaranmak gibi bir görev çıkmadı, çıkmaz. Sadece yargıdaki dosya sayılarının artmasına katkınız olur, hepsi o kadar!” ifadelerini kullandı.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?