Akşener Güven Tazeledi!

Akşener Güven Tazeledi!

Partisinin 2. Olağan Kurultayı’nda konuşan İYİ Parti Lideri Meral Akşener, EYT’lilere de selam yolladı.

Ankara Altınpark’ta gerçekleşen İYİ Parti’nin 2. Olağan Kurultay’ında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, geçen ay Giresun’da meydana gelen sel felaketi sonrası otobüs üzerinden vatandaşlara çay atan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sert sözlerle yüklendi.

Akşener, “Geçim derdindeki vatandaşın üzerine çay atmayacağız, attırmayacağız. Sokaklarda emeklilerin çığlığı yükseliyor. O beş müteahhit uçaklarını yeniledikçe, onların hayatları eskiyor.” dedi.

Kurultay konuşmasında, ekonomi, işsizlik, dış politika ve eğitim konularını öne çıkaran Akşener, İYİ Parti iktidarında İstanbul Sözleşmesi’nin yaşatacağını ifade etti.

Akşener’in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde;

“Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklarına selam olsun!

Biz rahat uyuyalım diye, teröre göğsünü siper eden Mehmetçiğe selam olsun!

Biz hastalanmayalım diye, pandemiyle gece gündüz mücadele eden sağlık çalışanlarımıza selam olsun!

Kendine, sözüm ona milliyetçi diyenlerin hor gördüğü,

Atamın bize emaneti, cefakâr Türk tabiplerine selam olsun.

21 yıldır hakkını arayan, ama haksızlığın alasıyla muhatap olan EYT’lilere selam olsun!”

FATURA KABARMAYA DEVAM EDİYOR

* Türkiye, iyi yönetilmiyor. AK Parti iktidarı, memleketin en önemli meselelerinde gösterdiği beceriksizliklere, her gün bir yenisini ekliyor. Türkiye’yi II. Dünya Savaşından koruyan, Kore’de Türk’ün kudretini dünyaya gösteren, Akdeniz’in ortasında, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurduran, Kardak’a bayrağımızı diktiren, teröristbaşını Suriye’den çıkartıp, kapı kapı gezdiren, Türk dış politikası terk edildi.

* “Şam’da Cuma namazı kılacağız” diyerek, Türkiye’yi soktukları yolun sonunda, 5 milyon sığınmacı ülkemize yerleşti. Üstüne, milletimizin alın teriyle birikmiş, 50 milyar dolarımız heba oldu. Ve fatura kabarmaya devam ediyor…

* Bir ülkenin varlığı, o ülkenin adaletine emanettir. Bir ülkede adalet yoksa, bereket olmaz. İş insanı, sanayici, yatırım yapmaz, yapamaz.
Yabancı yatırımcı gelmez, gelemez. Kalkınmanın önüne bariyerler örülür. İşsiz sayısı artar. Emeklinin, işçinin, memurun maaşı kuşa döner.
Gençler hayal kuramaz, umudunu yitirir.

* Sayın Erdoğan bunların hepsi oldu, milletimiz bunları tüm çıplaklığıyla yaşıyor. Bunların hepsi oldu, çünkü sen adaleti öldürdün. Hukukun, adamına göre işlediği, soruşturmaların, twitter tabelasına göre yürütüldüğü bir ülke yarattın. Ama unutma gün gelir, bir gün adalet herkese lazım olur…

SEN YİNE ORALI DEĞİLSİN

* Sayın Erdoğan ülkeyi içine soktuğun durumu beğeniyor musun? Milletimize reva gördüğün bu tablodan memnun musun? Bütün bu tabloya baktığımızda, dönüp gençlerimize ne diyeceğiz? “Bugünü kaybettik, bari yarını kurtaralım” diyorum. Sen yine oralı değilsin. Beceriksiz damadının aklıyla, şakşakçı saray danışmalarının lafıyla, iş görmeye çalışıyorsun. Söyler misin sayın Erdoğan, gençlere ne diyelim?

GENÇLERİMİZE KOCAMAN BİR HAPİSHANE VERDİN

* Atatürk, “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur” diyerek Türk gençliğine özgüven ve umut verdi. Peki sen gençlerimize ne verdin Sayın Erdoğan? İşsizlik verdin. Umutsuzluk verdin. Bunalım verdin. Sordular gençlere: Türkiye dışında yaşamak ister misin?

* Yüzde 62’si ne dedi biliyor musun? “Evet” dedi. Hem de geri dönmemecesine… İşte gençlerimize verdiğin armağan. İçinde nefes alamadıkları, ait hissedemedikleri bir Türkiye… Sen gençlerimize kocaman bir hapishane verdin Sayın Erdoğan!

TÜRKİYE’NİN ÇIKARLARININ KAVGASINI VERECEĞİZ

* Buradan ilan ediyorum ki Türk dış politikası, milli çıkarlarımızın gerektirdiği bir karaktere bürünecek. Liderler arasındaki dostluk ilişkilerinin önemini biliyoruz. Ancak, ülkeler arasındaki ilişkinin, liderleri aşan, devletler arası bir ilişki olduğunu da biliyoruz. Bu yüzden, parlamenter sistemin ilk adımlarından biri, diplomaside işi ehline, yani liyakat sahibi diplomatlarımıza vermek olacak.

* Kişisel ilişkilerin kaprisleriyle değil, devlet aklıyla hareket edeceğiz. Önceliğimiz her zaman, Türk devleti ve Türk Milleti’nin menfaatleri olacak. Sisi’yle, Esad’la, onunla bununla şahsi kavgalar yerine Türkiye’nin çıkarlarının kavgasını vereceğiz. “İngiltere, Almanya, Fransa ve şahsım olarak toplantı yaptık” cümlesi hayatımızdan çıkıp gidecek. O masadaki dördüncü taraf, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olacak.

* Bu bize itibar, itibarla birlikte güven, güvenle birlikte yatırım getirecek. Bir başka ülkenin başkanı, Türk Devleti’nin başındaki kişiden bahsederken, “O beni dinler” diyemeyecek. Bilecek ki, karşısında, “Bu işten Türkiye’nin kazancı ne olacak?” diye soran bir irade olacak. Bu ucube sistem değiştiğinde Türkiye’nin komşularıyla ticareti yeniden büyüyecek. Ekonomik coğrafyamızdaki potansiyeli hayata geçirdiğimizde, Türkiye kazanacak, Türkiye’nin kazandığı yerde herkes kazanacak.

* Geçim derdindeki vatandaşın üzerine çay atmayacağız, attırmayacağız. Siyasette de, ticarette de rekabet olacak. Ama kimsenin hakkı, kimseye yedirilmeyecek. KPSS’den yüksek puan alan gençlerimizi, mülakatta eleyen kayırmacılığa asla müsaade etmeyeceğiz. Gençler, arkalarında onlara engel olan değil, önlerindeki engelleri kaldıran, dağ gibi bir devletin varlığını hissedecek.

Tek aday olan Meral Akşener, bin 1289 oyla yeniden genel başkan seçildi.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?