Koronada Henüz Birinci Dalga Bitmedi!

Koronada Henüz Birinci Dalga Bitmedi!

Uzman Doktor Orhan Sevinç Curakoronavirüs salgını ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Uzm. Dr. Orhan Sevinç Cura ‘’Ülkemizde üç aydır, dünya genelinde de altı aydır covid-19’la ilgili yapılan birçok çalışmayı takip ediyoruz ama birçok bilgi olmasına rağmen bu virüsü hala çok iyi bilmiyoruz. Öyle bir virüs ki bu 20 yaşında hiçbir hastalığı olmayan birinin hastalığına sebep olabiliyor, 90 yaşında birçok farklı hastalığı olan bir teyzemiz bir süre yatarak taburcu oluyor. Hangi yaş gruplarını daha çok öldürüyor şeklinde bazı istatistiki bilgiler var elimizde ama birçok hastalığı olan kişiler nasıl tabucu olabiliyor? Bunun cevabı bizde tam olarak yok. Bildiklerimizi ön plana çıkararak hareket etmek zorundayız. Bu hastalığı çocuklar daha hafif atlatıyorlar ama dünya genelinde 15 yaş altı 20’ye yakın ölüm var ki bu 20’ye yakın hastalığın 10 tanesinde yan hastalık yok. Yani 10 çocuğun niye öldüğünü net bilmiyoruz aslında. Bizim çocuklarımız daha hafif atlatacaklar, belki de ölmeyecekler diye bakarak hareket ederken o çocuğun anneannesine, babaannesine, dedesine hastalığı taşıyıp onların ölümüne sebebiyet verebileceğini bilmeliyiz. Benim bir sorumluluğun var, sizin yaşamanız için elimden geleni yapmalıyım diye düşünürsek bu covid-19’u çok rahat bir şekilde halledebiliriz hep birlikte. Maske zaten karşımdakini koruyor, beni korumuyor mantığı ile gidersek bu işi bitiremeyiz. Halbuki 800’lü vakaları görmüştük. Bizim insanımızın şöyle bir yapısı var: ya siyah ya beyazı yaşıyoruz biz, gri diye bir renk olduğunu kabul etmiyoruz. Onun için bu kısıtlamalar kalktı ama ben zorunlu değilsem çıkmayayım diye düşünmeliyiz. Toplu ulaşıma girmek zorunda olan kişiler hem maske hem de siperlik takarlarsa yüzde 99 bu virüsü almazlar. Biz eğer maskeyi takarsak, sosyal mesafeyi sağlarsak yeni bir sokağa çıkma yasağına gerek kalmadan temmuz 15 itibariyle ülkemizde 100’ün altına düşen vakayı görürüz. Yaz sıcağında kapı, pencere açık olduğu için her yer daha fazla havalanıyor ve virüs daha az bulaşıcı olabiliyor. En büyük yanlışımız cenazeler, toplu kutlamalar, güvenlik güçlerinin de buna müdahale etmesi lazım. Bu kadar kalabalık kişiler bir araya gelmemeli. Tabii ki her şeyi devletten beklemeyeceğiz ama anlamayan insana bunu anlatmak zorundayız. Karşınızdaki kişinin hayatının önemli olduğunu kabul edin, maskeyi takın. Vaka sayısı kendiliğinden düşmez. Sokağa çıkma yasakları ile bu sayısı 800’lere kadar düşürdük. Toplumu bilinçlendirmeliyiz. Televizyonlar, radyolar her yer bağırırken toplumun bilinçlenmeme ihtimali yok. Umursamayanlar var, yoruldum diyenler var, sıkıldım diyenler var. Ben diyorum ki şu anda yoğun bakımda solunum makinasına bağlı olarak tavandaki fayansları sayan bir hasta olarak sıkılmak inanın ki en berbatı. Çocuklarda hafif geçtiği doğru, tedavisiz bile iyileşen vakalarımız var. Ne kadar çok ekstra dışarı çıkmak, sosyal ortamı çoğaltmak o kadar koronanın bitmemesi demektir. Biz ağustos ayını çok rahat geçirebiliriz. Yeter ki tedbirleri uygulayalım. Herkes maske takmalı ki hep birlikte bu illetten kurtulalım. Bizim daha birinci dalgamız bitmedi. Ekim, kasım, aralıkta ikinci dalgayı yaşayacağız. Biz yaz sıcaklarına vaka sayısını binli rakamların altına düşüremiyorsak kışın beş binli sayıları yeniden göreceğiz demektir. Şu anda koronanın dört dörtlük bir ilacı yok. Gerekli tedbirleri uyguladıkça bulaşıcı hastalıkların yüzde 99.9’unu zaten yaşamazsınız, yayılmasını önlersiniz.’’ dedi.

Mutlaka Maske Takalım!

Koronavirüs’ün Türkiye, Bursa ve dünya genelindeki oranlarını değerlendiren Orhan Sevinç Cura maske takma konusunda vatandaşları uyardı. Orhan Sevinç Cura ‘’Bursa kurallara çok uymuyor. Daha düşük maaş bütçeli insanlar daha çok Yıldırım’da olduğu için daha çok insan işe gitmek zorunda kalıyor. Fabrikaları düşünün, fabrikalarda çalışan insanların çoğunluğu Yıldırım’da oturuyor. O nedenle Yıldırım’daki vaka sayısı daha fazla çünkü daha çok hareket halindeler. Bir evde birden fazla kişi çalışmak zorunda kalıyor. Nilüfer’de bir ailede sadece baba çalışıyor, bir başka neden de Nilüfer’deki açık alan sayısı Yıldırım’a göre daha fazla. Virüs kendi başına gezmiyor. Biz gezdiriyoruz. Biz çok geziyorsak, virüs de çok geziyor. Yıldırım’daki insanların çoğu bir yere daha çok toplu taşıma ile gitmek zorunda. Ekonomik yapı ortanın biraz altında Yıldırım’da. Bunu giderebilmek için bir evde en az iki veya üç kişi çalışıyor. Bu nedenle Yıldırım’daki vaka sayısı biraz daha fazla. İki ay önce Yıldırım, Bursa’daki vaka sayısının yüzde altmışını içeriyordu. İki hafta önce Gemlik’te sayıca bir artış oldu. Bundan bir hafta önceye kadar Bursa’nın günlük ortalama vaka sayısı 64. Son bir hafta bu vaka sayısı günlük 84’e çıkmış, son iki gün önce 100 vaka vardı. Bugün ve dün Gümüşhane’de sokaklarda kimse kalmamış ve dolaşanların hepsi maskeliymiş. Çünkü vaka sayısına göre ölüm oranı en çok olan ilimiz Gümüşhane yüzde 22.4 ile. Yani Gümüşhane’de virüse yakalanan her beş kişiden biri ölmüş. Bu oran Amerika’da bile yüzde 5.3. Dünya genelinde ölüm oranı yüzde 4.8. Herkes ya korkuyu yaşamalı ya da sorumluluğu hissetmeli. Vicdanen öncelikle bunu bireysel sorumluluk olarak algılamak lazım. Sokağa çıkan herkes maske takmayı kabul etmeli. Dünya geneline baktığımızda ülkemiz en çok vaka görülen 12. ülke. Yakında muhtemelen üstümüzde bulunan Almanya’yı geçeceğiz. Çünkü Almanya’daki günlük vaka sayısı 300 ile 600 arasında. İtalya’nın günlük vaka sayısı 300’lerde. Biz hala 1300’lerdeyiz. Demek ki bizim yapmadığımız bazı şeyler var. Ölümlerin bizde az olmasının sebebi 65 yaşından büyükleri evde tutmamız. Vefat sayısı olarak ülkemiz 17. sırada. Örneğin Rusya’da bizimkinin üç katı daha fazla vaka varken bizden bir buçuk kat ölüm var. Ölüm oranı Rusya’da yüzde 1.3, bizde yüzde 2.6. Evet bizde ölümler az ama ABD’ye göre az. Yapılan kısıtlamalara rağmen vaka sayısına on ikinci, ölüm sayısında on yedinci isek demek ki kişiler olarak bizler üzerimize düşen bazı şeyleri yapmadık. Onları bu saatten sonra yapmalıyız. Maskeyi bir kişinin takmasıylazaten iş bitiyor olsa diğer kişiler taksa da takmasa da önemsemezsiniz. Ama bu virüsten korunabilmek için maskeyi herkesin takması gerekiyor. Vatandaşlarımız üç katlı cerrahi maske diye tabir edilen üst tarafı telli olan maskeleri tercih etsinler. Üstteki tel maskenin burnunuzun altına düşmesini engeller. Ayrıca maskeyi eczaneden almanızı öneririm. Çünkü eczane size merdiven altı maske satmak için uğraşmaz. Yıkanabilir denen o siyah maskelerin koruyuculuk özellikleri düşüktür. Benim maske takmam beni yüzde 30 koruyor, siz de taktığınızda birlikte yüzde 98.5 korunuyoruz. Mesafeye de dikkat ettiğimizde yüzde yüze yakın bir koruma oluyor. Maskeyi takalım, birbirimizi uyaralım.’’ ifadelerini kullandı.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?