Uludağ Artık Uludağ Olmalı…

Uludağ Artık Uludağ Olmalı…

Uludağ’ın çehresini değiştirecek olan Alan Başkanlığı’nı değerlendiren Bursa Turizm Platformu Üyesi Hasan Eker, “Uludağ’ın alan başkanlık yönetim yapısı çok iyi planlanmalı ve Bursa stratejisi belirlenmeli” dedi.
sonhaber16 Hayriye Turgut…
 
Bursa Valisi Yakup Canbolat’ın gündeme getirdiği Uludağ Alan Başkanlığı formülüne Bursa kamuoyundan tam destek geliyor. Alan Başkanlığı ile ilgili Vali Canbolat başkanlığında yapılan toplantılarda görüşlerini içeren rapor da hazırlayan Burkon Turizm ve Kongre Organizasyon Limited. Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Bursa Turizm Platformu Üyesi Hasan Eker, Uludağ Alan Başkanlığı’nı değerlendirdi. Eker, “Çalışmalar, Uludağ’ın doğal güzelliklerinin korunup kamu menfaatleri gözetilerek yapılmalı” dedi.
 
BAŞKANLIK YAPISI ÖNEMLİ
 
Uludağ Alan Başkanlığı hakkında ne düşünüyorsunuz? Bursa’nın kazancı ne olur?
 
Uludağ’ın 4 mevsim etkin kullanılması fakat burada merkezi yönetimden çok yerinde yönetim yapılmasını düşünüyorum. Uludağ eşsiz bir yer, dolayısıyla burada yapılması gereken iki tane konu var. Bir, Uludağ’ın doğal güzelliklerinin korunarak, doğaya ve çevreye zarar vermeden kamu menfaatleri gözetilerek burada çalışmalar yapılmalı. İkinci konu ise, Uludağ aynı zamanda ekonomik bir değer. Ülkemizin kaynağı olan otel yatırımlarının da 4 mevsim kullanılmasında ve ekonomiye dahil edilmesinde fayda var. O nedenle, buradaki girişimcilerin de görüşleri önemli. Alan Başkanlığı’nda öyle bir yapı kurulmalı ki, içinde hem kamu kurumları olmalı hem de özel sektör olmalı. Sadece kamu kurumları olursa bir tarafı eksik kalır. Sadece özel sektör olursa da diğer tarafı eksik kalır. Ve bu yapılacak Alan Başkanlığı yönetim kurulu üyelerinde hem Ankara’dan Turizm Bakanlığı’ndan temsilci bulunmalı, hem de Bursa yerelinde temsilci bulunmalı.
 
Kurulacak yapının yönetim yapısı nasıl olmalı?
 
Yönetim yapısında bir karar mekanizma; yani yönetim kurulu olmalı. Bir de bu yönetim kuruluna bağlı icra kurulu olmalı. Bu icra kurulunun bir genel müdürü ve bir de ekibi olmalı. Dolayısıyla bir ekip oluşturmak şart. Ayrıca buranın bir bütçesi olmalı. Bu bütçe hem kamu kaynaklarından olmalı. Bu da Büyükşehir Belediyesi’nden bütçe ayrılmalı. Bir de oradaki özel sektöründe bir bütçe ayırması gerekiyor. Çünkü orası bütün Bursa’ya hitap eden bir yer.Bütçesi olan ve sürdürülebilir bir ekibi olan ve kamu ile özel sektörün bir arada olduğu bir yapı kurulursa hem ortak akılla karar alınır, hem uygulayan bir ekip olur. Doğru bir karar fakat bununda hantal bir yapı olmaması gerekiyor. Özel sektörün içinde olduğu bir yapının kurulmasında fayda var. Bir şekilde bir yapı kurulur ve yerinde yönetilirse Uludağ için iyi olacağını düşünüyorum.
 
ALAN SINIRLARI İYİ BELİRLENMELİ
 
Alan Başkanlığı’nın sınırları nasıl tanımlanmalı?
 
Alan olarak tüm Uludağ’ı kapsamamalı. Sadece oteller bölgesinin olduğu alan bu alan başkanlığı içine alınmalı. Bu alan tanımlanırken, Uludağ’ın zirvesinde pistlerin olduğu alan var. Her hangi bir ağaç yapısının olmadığı kurak bir bölge var. Bu alanın sınırları belirlenmeli. Alan başkanlığı sadece bu sınırlardan sorumlu olmalı. Bu sınırların dışındaki yerler milli parklara ait olmalı. Milli parkları zaten Anayasanın içerisinde olduğu için zaten bir şey yapılamaz. Böyle bir yapı kurulmalı. Alan başkanlığı çıkış noktası bir yetki karmaşası son verecek.
 
Uludağ’ın yaz aylarında daha aktif kullanılması için nasıl bir proje geliştirilmeli ?
 
Oradaki otelcilerin biraz desteklenmesi lazım. Otelcilerin SPA merkezi yapmalarına izin verilmesi gerekir. Otellerin etrafında uygun alanları olan yerlere ek bir alan tahsis edilip, o otellerin sadece SPA, cafe ve çocuk oyun odası yapılmasına izin verilmeli. Çünkü Uludağ’da SPA otelleri olursa biz Afyon’a verdiğimiz kaplıca hüviyetini tekrar alabiliriz. Ben, Uludağ’da bir sondaj yapıldığında kaplıca suyu yani termal suyu olduğuna da inanıyorum. Ya da günümüz teknoloji ile Bursa’dan oraya termal suyu götürülebilinir diye düşünüyorum. Ya da orada bir sondajla yapılabilinir diye düşünüyorum. Çünkü Uludağ’ın 4 bir tarafından termal su var. Doğusunda, Oylat Kaplıcaları, batısında Mustafafemalpaşa Kaplıcası, güneyinde Emet ve Kütahya Kaplıcaları var. Yanı dört bir tarafı kaplıca cenneti iken Uludağ’ın içinde kaplıca suyu olmaması düşünülemez. O nedenle Uludağ’daki otelleri yazın kaplıca- termal otelleri hüviyetine büründürmek lazım. Yaz turizminin de geliştirilmesi için. Yazın kaplıca, kışın da kayak merkezi olması lazım.
 
KAŞIKCI CİNAYETİ ARAP TURİZMİNİ ETKİLEDİ
 
Körfez ülkelerinden Bursa’ya gelen turist sayısında bir düşüş yaşandı. Araplar. Karadeniz’e mi kayıyor?
 
Karadeniz’e bir akış var doğru fakat Karadeniz’in otel kapasitesi bizim Bursa kadar değil. Kalitesi de aynı. Bursa’ya gelen turist sayısı hala Karadeniz’den daha fazla. Gidenler memnun kalmıyor çünkü Bursa’daki otelcilik hizmetini bulamıyorlar orada. Bir de orada da turistte yeterince ilgili davranılmıyor. Dolayısıyla bir çok tur operatörleri artık Karadeniz’den turlarını çekmeye başladı. Bizim Arap Turist sayımız sadece bu yıl azaldı. Oda Kaşıkçı cinayeti gibi bizim uluslar arası ilişkilerden kaynaklanan bir düşüş oldu bu sene. Bizim Bursalı turizmcileri çok becerikli, çok da güzel otellerimiz ve gezilecek görülecek yerlerimiz var. Fakat komşularla siyasi ilişkiler bazı politik yanlışlar. Dış politikalardaki sorunlar turizmi en çok etkileyen faktör. O yüzden dış politika konusunda tabiî ki, vatanımızı, milletimizi çıkarlarını korumamız lazım fakat, ilişkileri de çok dikkatli olmamız gerekir. Çünkü bunda en çok etkilenen sektör turizm oluyor.
 
TURİZM ZABITASI AKTİF OLMALI
 
Belediyecilik anlamında da Bursa’da yapılması gerekenler var. Trafik sıkışıklığı ya da gelen turistler için esnaf denetimi çok önemli. Turizm zabıtası diye bir birim oluşturuldu bu birimin daha aktif olması gerekiyor. Fiyat etiketlerinin kontrolleri yapılması lazım.
 
Yerli müşteriye 30 liraya satılan mal, turist müşteriye 300 liraya satılmaması lazım. Bu anlamda turisti memnun etmek içinde bazı çalışmalar yapmak lazım.
 
Tanıtım anlamında Bursa’nın marka stratejisi nasıl olmalı ?
 
Bursa’nın ulaşımında en önemli etken hızlı tren bağlantısı. Bursa’nın mutlaka Sabiha Gökçen’e oradan yeni hava limanına oradan da Avrupa’ya hızlı trenle bağlanması gerekiyor. Turizm için çok önemli bir konu. Bursa’nın doğal güzelliklerini korunması lazım. Bu korumayı da şehir içindeki nüfus ve sanayi yoğunluğunu şehir dışına taşımak gerekiyor. Bunu yapmak için de ilçelere tren ya da metro bağlantıları kurmak gerekir. İlçelere metro hatları, tren hatları giderse sanayi ve nüfus yoğunluğu ilçelere doğru kaymaya başlar. Bursa ile ilçeler arasındaki arazilerin imara açılmadan önce bu adımların atılması lazım. Sonuçta turizmde esas satan yer şehir. Bursa’daki 5 yıldızlı otel ile aynı standartlardaki Paris’teki otel arasında 400 Euro fark var. Bu fark otel farkı değil, şehir farkı. Bu şehircilik ve belediyecilik çok önemli
 
YEŞİL BURSA (GREEN CİTY)
 
Bursa’nın iki markası olması gerekiyor. Körfez ülkeleri yani Arap pazarı için Yeşil Bursa ( Gren City) markasını şart. Yani doğa turizmini ön plana çıkartmak gerekiyor. Arap pazarının dışındaki tüm pazarlara da kültürümüzü vurgulamamız şart. Çünkü Avrupa baktığımızda en çok turist alan alan kültür. Kongre, sağlık turizmi parasal olarak çok yüksek getiri gibi görünse de bunlar sayı olarak az olduğu için ciro bazında çok yüksek tutmuyor. Fakat milyonluk turiste ulaşmamız için kültür turizmine önem vermeliyiz.
 
OSMANLI ŞEHRİ BURSA ( OTTOMAN CİTY)
 
Turizme bir ürün olarak bakmamız lazım. O ürünün satması içinde o konuda tek olmak gerekir ki; yüksek fiyata satılabilir demek. Bizim de tek olduğumuz konu, ‘Erken Osmanlı’ bizim, Osmanlı Şehri Bursa’yı yani Ottoman City’i pazarlamamız lazım. Bunu da pazarlarken sadece camileri, türbeleri olarak değil, Osmanlı kültürü, kıyafetleri, yemekleri, mimarası kahveleri eğlenceleri olarak görmeli. Osmanlı, camileri, türbeleri, külliyeleri, çarşıları hanları da bunu destekleyen en önemli unsur olmalı. Kaldı ki, Osmangazi, Orhan gazi gibi Osmanlıyı kuran ilk 5 padişahında Bursa’da olması bizim bu değere sahip çıkmamız açısından önemli. Osmanlı’yı bir siyasi meta olarak görmemek gerek. Tarihi ve kültür olarak pazarlamakta fayda var. Bosna’daki Baş Çarşı’ya baktığımızda o çarşı Avrupa’ya Osmanlı kültürünü satıyor şu anda ve çok turist çekiyor.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?