ADI GİBİ NADİR BİR İNSAN :NADİR GEZER

ADI GİBİ NADİR BİR İNSAN :NADİR GEZER

Eğitimci-Yazar Zeki Baştürk’ten; “Nadir”;  Ortak yönümüz, ortak noktamız pek çoktur Nadir Gezer ile. Aynı köyde doğuk,  aynı toprağa bastık, aynı havayı soluduk. Tütün tarlalarında geçti çocukluğumuz. Tütünün zifirini, acısını  tattık, çilesini çektik. İpekböceği için omuzumuzda  dut yaprağı taşıdık; harmanda düven sürdük.

İki derslikli köy okulunda okuduk, aynı kişinin eğitiminden (Babam eğitmen Akif Baştürk)geçtik  ; aynı kişinin yönlendirmesiyle  Arifiye’ye vardı yolumuz.  Burada başlıyor ayrılığımız. Köylüm, ağabeyim, müdürüm Nadir GEZER, Arifiye Köy Enstitüsü’nde ; bense Arifiye İlköğretmen Okulu’nda okudum.

Babam köyün okuyan ilk insanı, ilk eğitimcisi , ilk aydınıdır. Köyündeki çocukları etkileyerek Arifiye Köy Enstitüsü’ne yönlendirir onları. İlk giden üç kişiden biridir Nadir GEZER.  Bu iyiliği hiç unutmaz. Değerbilir bir insandır. Köye her gelişinde babam ile birlikte kırlara açılırlar, derin söyleşilere dalarlardı. Onların birbirlerine  olan sevgisini, saygısını hayranlıkla ve imrenerek izlerdim. Özenirdim onlara. Her ikisi de özendiğim, imrendiğim , örnek aldığım insandı.

Yıllar sonra Bursa Anadolu Lisesi’nde kesişti yolumuz. Okul müdürüydü o zaman. Bense çiçeği burnunda bir öğretmen. Çok kısa sürdü birlikteliğimiz. Dönemin iktidarı Anadolu Liseleri’nde sınıf mevcutlarını arttırınca tepki olarak ayrıldı görevinden. Tüm yakarışlara karşın dönmedi görevine. Atatürk Lisesi’nde çalıştı bir süre. Sonra ayrıldı emekliye.

Boş durur mu Nadir GEZER? Durmaz elbet.  Kendini okumaya verdi. Yerli yabancı yazarlardan öyküler, romanlar okumaya; Köy Enstitüleri ve Ulusal Eğitim konularında araştırmalar yapmaya başladı. Mustafa Kemal’in , İsmail Hakkı Tonguç’un, Hasan Ali Yücel’in özyaşamlarını didik etti. Köy Enstitüsü çıkışlı yazarlar Talip Apaydın, Fakir Baykurt , Ferit Oğuz Bayır, Mahmut Makal, Osman Şahin  vb. ile dostluklarını pekiştirdi.

Bu çabası ürünlerini , meyvelerini vermeye başladı. İlk öykü kitabı ‘’Hanife Nine’den Öyküler’’ ile Nevzat Üstün Öykü ödülünü aldı. Bu yapıtında bir yandan doğup büyüdüğü köyünün insanları ile kendi yaşamından kesitler sundu. Ardı  arkası kesilmiyordu yapıtlarının. Şiirler, romanlar, öyküler, denemeler ardı ardına sıralanıyordu. Üretmeye doymuyordu Nadir GEZER.

Ünlü eleştirmen Doğan Hızlan ; Gezer’in köy hikâye ve romanlarında rastlanan konulara “yeni boyutlar, yeni tadlar, yeni insancıl yaklaşımlar” getirdiğini vurguladı.

Bir başka eleştirmen Nazım  Kutlu  ;“Nadir Gezer gerçekçi bir sanatçı. Gerçeği dile getirmeyi sanatının önüne amaç olarak koyuyor. (…) Yaşanmış ve yaşanmakta olan toplumsal sorunları öykülerin çıkış noktası yapıyor. Fakat toplumsal sorunları anlatacağım diye insan gerçeğinden uzaklaşmıyor. Öykülerde toplum-birey ilişkisi çelişki ve karşıtlık temelinde yükseliyor.” değerlendirmesini yapmıştır.

Nadir Gezer ise, öykü tekniği üzerine düşüncesini “artık çağdaş öykücülükte serim, düğüm, çözüm gibi bağlamların aşıldığı kanısındayım. Bence şiirsel anlatı, öykünün özünü oluşturur. Öykünün niçin ve nasıl yazıldığı önem kazanıyor artık.” (Yaba-Öykü, sayı: 16) diyerek açıklar.

‘’Boşluktaki Adam ‘’ adlı romanı ile Ferit Oğuz Bayır Düşün ve Sanat ödülünü aldı. Bu romanın özelliği, benim için önemi ise romanın baş kahramanının babam olmasıdır. ‘’Önder’’ karakteri ile de beni anlatmasıdır. Bunu bir vefa borcu olarak anlıyor ve algılıyorum. Önder olarak nitelemesi, köy gençlerine önder ve örnek olmamdan dolayıdır. Köylüler için yaptıklarımın değer görmesidir. ‘’Aydınlığa Yürüyenler’’ romanında ise Köy Enstitüleri’ni anlatır. Köy Enstitüleri’nin kapatılışını çok dramatik biçimde anlatır. Harflerin sonbaharda sararan yaprakların düşüşü gibi tek tek düşüşünü anlatırken bir hıçkırık düğümlenir boğazınıza. Bir hüzün çöker yüreğinize. Aydınlığın yavaş yittiğine, karanlığın her yanı kaplamaya başladığına tanık olmanız acıtır yüreğinizi. Son harf düştüğünde yere, son umut da tükenmiştir. Köy çocuklarının yazgısı da değişmiştir.

Bir söyleşimizde şöyle tanımlamıştı Köy Enstitüleri’ni : ‘’Yazgılarını değiştiren çocuklardı Köy Enstitülüler. Bu değişim,bir sarkaç gibi iki yana sallanmakla gerçekleşmezdi. Bir iş ortamına gerekseme vardı .Yaşam üç boyutlu güzelliğe ulaşmalıydı. Kültür derslerini işliklerle tarımsal alanlar desteklemeli, bu üç boyutlu yaşama, beden eğitimi sağlıklı bir yaşam için destek vermeli, müzikle  de duyarlıklar keskinleştirilmeli, halk oyunlarıyla da toplumsal duyarlıklara doğru depdeğişik bir insanın insana bakışı yaratılmalıydı. Bu bir değişimin,  yeni dünya görüşünün insana benimsetilmesiydi. İnsanoğlu topraktan güç alırken işlikte keskin görüşlere , arayışlara yönelirken kültür dersleri öğrencinin değişim dünyasına yeni duyarlıklar eklemeliydi. Bu duyarlıklara duyarlıklar katan şiirden öykü ve romana , tiyatroya yeni açılımlara sürüklemeliydi öğrenciyi.Köy Enstitüleri durağan bir yapının dışında öğrencisini sürekli devinime sürükleyen , bunu gerçekleştirirken de resimden, müzikten güç alır, yeni bir yaratı dünyasına çekerdi öğrencisini. ‘’

Köy Enstitüleri ya da Bursa Anadolu Lisesi denince bir başka ışıldardı gözleri. Bir heyecan basardı her yanını. Coşkulu bir sesle başlardı konuşmaya. Giderek yükseltirdi sesini. Ne çok severdi onları ne çok.

İyi öğretmendi, iyi yöneticiydi, iyi eğitimciydi, iyi bir yazardı ama her şeyden önce İNSAN’dı. Ülke sorunlarına duyarlı, Atatürk ilke ve devrimlerinin ödünsüz bir savaşımcısıydı. Türk diline, anadilimize, Türkçe’mize vurgundu. Sözcüklerini özenle seçer, yalın bir dili ve öztürkçe sözcükleri kullanırdı. Sözcükleri, sımsıcak sarıverirdi herkesi. Yoksul varsıl, eğitimli eğitimsiz ayrımı yapmaz, herkese eşit davranırdı. Gönlü geniş , yüreği kocamandı.

Seni anlatmak öylesine zor ki. Öylesine üretken, öylesine kibar, öylesine ince , öylesine donanımlı, birikimli ve içtenliklisin ki. Hangi bir yönünü, hangi bir özelliğini anlatayım ki? Birini ele alsam öbürü öksüz kalıyor, yetim kalıyor.

Köylüm, okuldaşım, meslektaşım, ağabeyim , ülküdaşım. Bir yanım eksik kaldı. Bir yıldız daha söndü gökyüzünde. Bilirim sen oradan da aydınlatırsın bizleri.

IŞIKLAR İÇİNDE UYU. YILDIZLAR YOLDAŞIN OLSUN.RAHAT UYU.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?