SEN ÖĞRETMEN MİSİN?

SEN ÖĞRETMEN MİSİN?

Zeki Baştürk’ün Kaleminden; “Dün öğretmenler günüydü. Kayseri’de yapılan bir törende, ilin valisi bir öğretmeni azarladı. Ön sıralarda oturan bir öğretmenin oturuşunu beğenmedi. Herkesin huzurunda hem de bir öğretmenler gününde ‘’Sen öğretmen misin? diye sorarak aklınca öğretmeni küçümsedi.

Evet, Vali Bey! ‘’Sen öğretmen misin? diye soruyorsun. Ben de yanıt veriyorum: Hem de gururla söylüyorum.Ben öğretmenim. Dünyaya bir kez daha gelsem yine öğretmen olurum. Sen öğretmeni azarlarken yurdun her köşesi sevgiyle, güzelliklerle coştu. Sen öğretmeni küçümserken bakınız neler oldu:

Dün öğretmenler günüydü. Yurdun her köşesinde Öğretmenler Günü coşkuyla kutlandı. Sonsuzluğa göçmüş öğretmenler anıldı. Eğitim tarihimizde altın sayfalar yaratan devrimci bakanlar Mustafa Necati’ler. Hasan Ali Yücel’ler, köy çocuklarının babası İsmail Hakkı Tonguç’lar unutulmadı. Çünkü 24 Kasım, Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e Başöğretmenlik sanının verildiği gündü.

’Benim asıl anlatılacak yönüm öğretmenliğimdir’’ diyerek alçak gönüllülüğünü ortaya koyan, ‘’Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir’’ diyerek öğretmenliği ve öğretmenleri yücelten, ‘’Cumhuriyet’i biz kurduk; onu yaşatacak ve yükseltecek sizlersiniz’’ diyerek öğretmenlere görev ve sorumluluk yükleyen bir önderi bir kez daha anımsadık.

İşte farkımız burada Vali Bey! Siz Cumhuriyet tarihini bilmezsiniz. Siz Başöğretmen Atatürk’ü tanımazsınız. O yüzden eğitime ve öğretmenlere değer veren, onları yücelten bir lider olduğunu anlayamazsınız. Hatta dünyada bile O’nun büyüklüğünde bir lidere rastlayamazsınız.

Oturuşunu beğenmediğiniz o öğretmen, sizin anlayışınızdaki eğitimden geçti. Neden yadırgadınız ki? Okullardaki sosyal, kültürel, eğitsel etkinlikleri sizler kaldırmadınız mı? Sporu, müziği, dramayı, resmi yani güzellik duygusunu veren sanatı  sizler yok etmediniz mi? Akıl yürütmeyi öğreten matematiği, düşünmeyi öğreten felsefeyi, çağdaş eğitimi çocuklarımızdan esirgemediniz mi?

Eğer o öğretmen sizin anlayışınızdaki öğretmenlerden değil Cumhuriyet’in yetiştirdiği öğretmenlerden eğitim alsaydı zaten böyle davranmaz, böyle oturmazdı. Ve siz, Cumhuriyet değerlerini, Cumhuriyet kazanımlarını benimsemiş ve özümsemiş olsaydınız , herkesin içinde bir öğretmene böyle davranılmayacağını da bilirdiniz. Çünkü ana okullarında , küçücük çocuklara bile böyle davranılmaması gerektiği öğretilir. Çünkü, insan yedisinde neyse yetmişinde odur. Bu basit kurallar, ana okullarında, ana sınıflarında öğretilir.

Soruyorsunuz ya Vali Bey! ‘’Sen öğretmen misin?’’ diye. Evet. Ben öğretmenim. Bunu söylerken öylesine gururlanıyorum, öylesine mutlu oluyorum ki. Ben Cumhuriyet öğretmeniyim. Cumhuriyet okullarında okudum. Cumhuriyet’in öğretmenlerinden eğitim aldım. Ben de Atatürk ilkelerine bağlı, Cumhuriyet kazanımlarını korumaya ant içmiş öğrenciler yetiştirdim. Bunun için çok onurluyum. Övünerek , gurur duyarak yineliyorum: Ben öğretmenim.

Bilmem sorunuzu yanıtlayabildim mi Vali Bey?”

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?